Bir çay tiryakisi olarak Erzurum’a giderken pek bir sevinirim. Çünkü her an her dakika çay ve ona eşlik eden kıtlama yani kesme şeker vardır.
Annemle babam Erzurum’dan aldıkları kıtlama şeker ve limonla keyif çayı yaparlardı, ben de onları taklit etmeye bayılırdım çocukluğumda.
Doğal, sert bir şeker kütlesi özel bir makasla minik parçalar şeklinde kesilir. Ağızda yanakla, damak arasına sıkıştırılan ve çok yavaş eriyen minik bir şeker parçasıyla yani kıtlama şekerle babam 3-4 bardak çay içerdi.
Bir TV programı çekimi için gittiğim Erzurum’da, çekim biter bitmez ozanlar kahvehanesi olan Kıyasettin Temelli Kıraathanesi’ne gittim. Erzurum’un en güzel çayını içmek için tarif edilen adres burasıydı.
Kapıdan içeri girer girmez, üzerinde kazanla su kaynatılan kocaman bir odun sobası ve hemen arkasında sazlarını çalıp türkü söyleyen aşıkların oturduğu sahne bölümü sizi karşılıyor.
Öner, Yener ve Şener Temelli adındaki 3 erkek kardeş, babalarından devraldıkları bu işletmeyi yaşatmak için çok gayret sarf ediyorlar. Birisi takatuka da denilen kıtlama şekerini tahta bir kutu içinde çekiçle parçalara ayırırken, bir diğeri çayı demliyor ve üçüncü kardeş de müşterilerle sohbeti koyulaştırıyor.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sahrap-soysal/erzurumda-7-24-cay-var-42067500