Osman AROLAT
Önümüzdeki dönemde dünyada da ülkemizde de şu dört konu; enerji, gıda, iklim ve su, gündemin ilk sıralarında yer alacak. Bunu bilerek hareket etmeliyiz…
Önümüzdeki dönemde dünyada da ülkemizde de şu dört konu; enerji, gıda, iklim ve su gündemin ilk sıralarında yer alacak. O yüzden bu konulara dikkatle eğilerek, eksiklerimizin ne olduğunu gerçekçi bir şekilde ortaya koyarak, almamız gereken önlemleri saptayıp, atabileceğimiz adımları planlamalıyız.
Gıdada, geçen yüzyılın son çeyreğinde kendine yeterli bir ülke durumunda iken, gereken önlemleri almadığımız için yeterliğimizi yitirip, birçok ürünü ithal eder duruma geldik. Buna, tarım üreticisinin girdi maliyetleri sürekli artarken, ürününün değer bulamaması neden oldu. Köy nüfusu hızla azaldı. Ekilen alanlar yıldan yıla azaldı. Ziraat Odaları verilerine göre, 1990’da 27,8 milyon hektar olan tarım ve uzun ömürlü bitki alanı, 2014 yılında 23,9 milyon hektara gerilemiş. Aynı dönemde köy ve belde nüfusu da 23,1 milyondan 17,7 milyona düşmüş. Genç nüfus hızla şehre göçtüğü için, köydeki yaşlı nüfus tarlaları boş bırakıp üretmekten vazgeçmiş.
Türkiye enerjisi yeterli bir ülke değil. Yenilenebilir ve nükleer enerjiye zamanında yatırım yapılmadığı için son yıllarda enerji faturası hızla artıyor. Elektrik üretimi doğalgaza bağlı olduğu için orada da fatura hızla yükseliyor. Son yıllarda bir yandan yenilenebilir enerji payını yüzde 12’nin üzerine çıkararak, bir yandan da nükleere yatırım yaparak önlem almaya çalışıyoruz. Ama uzun süre enerji sorunumuz gündemde olacak gibi görünüyor.
Suyun önemli kısmını tarımda kullanıyoruz. Damlama sulama gibi yöntemlere geçmediğimiz için su açısından da fakir bir ülke durumuna geldik. Son yıllarda damlama sulama gibi yöntemlerle vahşi sulamadan kurtulup daha uygun yöntemlere yönelmeye çalışıyoruz.