Bilim insanları bozulma tehlikesi altında olan ekosistemleri öncelik sırasına koyacak bir yöntem geliştirdi. Böylece kaynaklar öncelikle en fazla ihtiyaç duyulan alanlara yönlendirilebilecek.
Aşırı sıcaklar, soğuklar ve yağış; eriyen buzullar; tükenme tehlikesi altındaki türler; hepsi iklim değişikliğinin ve insanın doğaya etkisinin gözle görünen sonuçları. Günümüzde o kadar fazla ekosistem bozulma tehdidi altında ki, birini kurtarmaya çalışırken bir diğerinin yok olması işten bile değil. Dünya kaynaklarını nereye aktaracağını kestiremez durumda.
Doğayı koruma girişimlerinin önceliklendirilmesi ve sürdürülebilirliğin sağlanmasına ayrılan kaynakların en verimli şekilde kullanılabilmesi için ekosistemlerin devrilme noktalarının net bir şekilde belirlenerek her birine ne kadar yakın olduğumuzun karşılaştırılabilmesi gerekiyor.
Risk altındaki ekosistemler ilk kez sıralanabilecek
Nature Ecology & Evolution dergisinde yayınlanan araştırmada bilim insanları varlığı birbirine bağlı farklı sistemlerin yıkılma noktalarına olan uzaklığımızı karşılaştırmaya izin veren denklemler ortaya koydu. Başka bir deyişle, tarihte ilk kez farklı ekosistemlerin tümüyle ve geri dönülmez şekilde değişmeye ne kadar yakın oldukları hesaplanarak hangisinin en hızlı şekilde müdahaleye ihtiyaç duyduğu belirlenebilecek.
Bu araştırmaya kadar bilim insanları ekosistemlerin değişime yaklaşmakta olduklarını ortaya koyan işaretleri yakalayabiliyor, ancak bu değişimin ne zaman gerçekleşeceğini değerlendiremiyordu. Araştırmacılar karmaşık sistemlerden elde edilen verileri sadeleştiren bir boyut eksiltme yaklaşımı ve bu sistemleri tek bir ölçek üzerinde sıralayarak karşılaştıran bir yöntem geliştirdiler.
54 farklı ekosistemin dayanıklılığı incelendi
Çalışmada dünya çapında 54 farklı ortam incelenerek bunların dayanıklılıklarını ortaya koyan faktörleri belirledi. Türlerin yok olması, sistemlerin istilaya uğraması, insan faaliyetleri, çevresel değişimler bir ekosisteme yapılan saldırıların göstergesi olsa da, ekosistemin yapısal özellikleri bu saldırıların etkisini belirleyen faktör. Örneğin sık bir ormandan birkaç ağaç kesilmesi ciddi bir sorun yaratmazken ağaç sayısı az bir ekosistemden bu miktarın eksilmesi geri dönülemeyecek etkiler doğurabilir.
Araştırmacıların geliştirdiği yöntemin ekosistemlerin değerlendirilmesi yanında biyoloji, mühendislik ve sosyal bilimler gibi alanlarda da kullanılabileceği ifade ediliyor. Çalışmayı yürüten bilim insanları sadece ekosistemlerin yıkılma noktalarını tespit etmekle kalmayacak. Araştırmanın devamında yıkılan sistemlerin yeniden inşa edilebilmesine yönelik algoritmaların belirlenmesi için çalışmalar yapılacağı belirtiliyor.
Kaynak: www.gidahatti.com