Çiğdem Toker
İçinde yaşadım, bilirim.
Ege Bölgesi; zeytini, inciri, üzümü ve tek tek sayılamayacak pek çok ürünüyle eşsiz verimlilikte tarım alanlarına sahiptir.
Enerji özelleştirmeleri ve Kamu Özel İşbirliği projeleri tasallut edene kadar bu cümleyi rahat kuruyorduk.
Tarım alanlarını daraltan, tarlaların üzerinden geçen, beton döken, ağaçları söken, tarım alanını daraltırken çiftçiyi işçileştiren türlü türlü “medeniyet” projeleri yüzünden, artık pek yakında -di’li geçmiş zaman kipiyle konuşmak zorunda kalacağız:
Ege Bölgesi verimli tarım alanlarına sahipti…
★★★
İKTİDAR ONAYLI SERMAYE SALDIRISI
Özellikle son yıllarda, iktidarın ihaleyle, mevzuat değişikliğiyle “alaşağı ederiz” dedikleri bürokrasisinin verdiği izinlerle, doğaya ve tarım sahalarına yönelik sermaye saldırısı görülmemiş biçimde artıyor.
Son 1 Mart’ta çıkarılan kanuna aykırı yönetmelikle zeytin sahaları, devletin alım garantisi verdiği termik santralleri işleten şirketlerin kömür sahaları için emre amade kılındı. Milas’a bağlı İkizköy’de iş makineleri zeytin ağaçlarını söktü.