Tarım sektörünün ikinci çeyrekte yüzde 2,9 küçüldüğüne dikkat çeken TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, “Girdi fiyatlarındaki artışlardan dolayı ekiliş alanlarındaki azalma ve yetersiz girdi kullanımının getirdiği üretim düşüşü, tarımsal büyümede gerilemenin ana faktörü oldu. Aynı dönemde yem fiyatlarının pahalılığı ve süt fiyatlarının düşüklüğü nedeniyle, süt üretiminin düşmüş olması da büyüme rakamlarına olumsuz yansıdı.” dedi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ağustos ayında üretici ile market arasındaki fiyat farklılıkları ve girdi fiyatları ile tarım sektörünün ikinci çeyrekteki küçülmesini değerlendirdi.
En yüksek fiyat farkı elmada!
Ağustos ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 719,5 ile elmada görüldüğünü belirten Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Elmadaki fiyat farkını yüzde 315,8 ile marul, yüzde 240 ile kuru üzüm, yüzde 230 ile limon, yüzde 208,9 ile sivri biber takip etti. Elma 8,2 kat, marul 4,2 kat, kuru üzüm 3,4 kat, limon 3,3 kat, sivri biber 3,1 kat fazlaya tüketiciye satıldı.
Ağustos ayında markette 36 ürünün 18’inde fiyat artışı, 17’sinde fiyat azalışı görüldü. Bir ürünün fiyatı değişmedi. Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 29,8 ile yeşil soğan, fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 46,7 ile domates oldu.
Üreticide en yüksek fiyat artışı mercimekte görüldü
Ağustos ayında üreticide 27 ürünün 12’sinde fiyat artışı olurken, 10 üründe fiyat düşüşü görüldü. 5 üründe ise fiyat değişimi olmadı.
Üreticide fiyatı en fazla düşen ürün yüzde 55,2 ile sivri biber olurken, en fazla fiyat artışı yüzde 87,7 ile yeşil mercimekte görüldü. Kuru üzüm, pirinç, ıspanak, havuç, elma fiyatında bir değişim olmadı.”
“Üretici maliyetleri düşürülmeden, tüketicilerin gıdayı ucuz tüketmesi mümkün değil”
TÜİK’in Haziran ayı için yayımladığı Girdi Fiyat Endeksi’nde yer alan mazot, gübre, elektrik, tohum, ilaç ve yem fiyat endekslerinin önemli ölçüde artış gösterdiğini vurgulayan TZOB Başkanı, şunları kaydetti:
“Bu artışlar, bu ayda yüzde 149’u bulan üretici fiyat artışlarının sebebine işaret ediyor. Çünkü TÜİK verilerinde yer alan gübre endeksindeki artış yüzde 234’ü, mazot endeksindeki artış yüzde 282’yi buluyor.
Girdi fiyatlarının yüksekliği tüketicileri yüksek fiyattan ürün tüketmek zorunda bırakıyor. Bu da daha yüksek enflasyon olarak geri dönüyor. Üreticilerimizin maliyetlerini düşürmeden tüketicilerin de ucuz gıdaya ulaşması mümkün değildir.
“Tarımsal maliyetlerdeki artışlar, üretici fiyatlarının çok üzerinde”
Ürünlerdeki fiyat artışlarına rağmen üreticilerimiz zor durumdadır. Çünkü tarımsal maliyetlerdeki artışlar, tarımsal üretici fiyatlarındaki artışların çok üzerinde artmaya devam ediyor. Bu durum çiftçilerimizin gelirlerinin düşmesine sebep olmaktadır ve sürdürülebilir değildir. Bunu tersine çevirmek zorundayız.
Üreticilerimiz de maliyet artışlarını fiyatlara yansıtamıyor. Üreticilerimize verilecek destek, aynı zamanda tüketiciye verilecek destektir. Üreticilerimizi destekleyerek, moralini yüksek tutalım. Üretimden kopmasına izin vermeyelim.”
Girdi Fiyatlarındaki Değişim
“Ağustos ayında, Temmuz ayına göre gübre fiyatları amonyum sülfatta yüzde 3,4 oranında azaldı. DAP gübresinde yüzde 7, 20.20.0, kompoze gübresinde yüzde 5,8, üre gübresinde yüzde 2,2 oranında artış gösterdi.
Geçen yılın Ağustos ayına göre ise son bir yılda, üre gübresi yüzde 187, 20.20.0, kompoze gübresi yüzde 178, DAP gübresi yüzde 172, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 170, amonyum sülfat gübresi yüzde 147 oranında arttı.
Mazot fiyatı aylık olarak yüzde 9,3, yıllık olarak ise yüzde 266 oranında arttı.
Besi yemi Ağustos ayında Temmuz ayına göre yüzde 2,3 artarken, süt yemi yüzde 0,3 oranında azaldı. Son bir yılda besi yemi yüzde 121,6, süt yemi ise yüzde 122,5 oranında arttı.
Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 99,7 oranında arttı, Zirai ilaç fiyatları ise yüzde 200’e varan oranlarda artış gösterdi. Yeni üretim sezonuna hazırlanan üreticilerimiz, başta gübre ve mazot olmak üzere girdi fiyatlarının yüksekliği karşısında hangi ürünü, ne kadar ekeceği konusunda kararsız ve endişe yaşıyor. Kısacası üreticilerimiz önünü göremiyor.
Üreticilerimizin geleceği görmelerini, üretimde kalmalarını sağlamak için girdiler makul fiyatlardan üreticilere ulaştırılmalı, girdi destekleri artırılmalı, ekimden önce destekler açıklanmalı ve en kısa sürede üreticilerimize verilmelidir.”
“Girdi fiyatlarının yüksekliği tarımsal büyümeyi de olumsuz etkiliyor”
“Tarım sektörü, Nisan-Haziran aylarını kapsayan 2.çeyrekte yüzde 2,9 küçüldü. Bu çeyrekte hasat edilen tarımsal ürünlerde kullanılan girdilerin fiyatlarındaki önemli artışlardan dolayı ekiliş alanlarındaki azalma ve yetersiz girdi kullanımının getirdiği üretim düşüşü, tarımsal büyümede gerilemenin ana faktörü oldu.
Diğer yandan aynı dönemde süt üretiminde önemli bir girdi olan yem fiyatlarının pahalılığı ve süt fiyatlarının düşüklüğü, süt hayvanlarının elden çıkmasına sebep oldu. Süt üretiminin düşmüş olması da büyüme rakamlarına olumsuz yansıdı.
Tarıma girdi temin eden gübre, zirai ilaç, yem sanayicileri ile tarımsal ürün kullanan gıda sanayicileri ve zincir marketleri, sektörde aynı geminin içinde olduğunun farkına varmalıdır.
Üreticilerimiz sayesinde kazanç sağlayan her kesimi, insaflı olmaya davet ediyoruz.”
Kaynak: www.gidahatti.com