Her geçen gün daha fazla insan dijitalleşmeye kucak açarken, 1000 Çiftçi 1000 Bereket Programı, çiftçilerin tarımsal uygulamalarını iyileştirmek üzere teknolojiden yararlanıyor. Yeniliğe açık olan çiftçiler, yüz yüze iletişim kurmaya ve modern üretim yöntemlerinin somut faydasını bizzat gözlemlemeye ihtiyaç duyuyor. Toprağını aile yadigarı olarak gören çiftçiler, çocuklarının da bu alanda eğitim görmesini istiyor.
1000 Çiftçi 1000 Bereket Programı, Türk çiftçilerinin refah ve verimini artırmak, tarımda sosyal ve dijital dönüşümü desteklemek, sürdürülebilir tarım uygulamalarıyla doğal kaynakların korunmasına katkıda bulunmak amacıyla çiftçilerin yanında olmaya devam ediyor.
Program kapsamında önemli bir adım atılarak, Türkiye’nin önde gelen araştırma şirketi KONDA ile iş birliği yapıldı. Çiftçilerin davranışlarının yıllar içinde nasıl değiştiğini anlamak, temel eğilimlerini öğrenmek, ihtiyaçlarını ve beklentilerini ortaya koyarak geleceğe ışık tutmak üzere, iki fazdan oluşan kapsamlı bir araştırma gerçekleştirildi.
Araştırmanın ilk fazında, KONDA’nın aylık olarak düzenlediği “Barometre” araştırmalarından oluşan birkaç yıllık veri tabanı analiz edildi. 10 yıl öncesine göre kendisini modern olarak tanımlayan çiftçilerin oranında artış yaşandığı görüldü.
Araştırmanın ikinci fazında ise Türk çiftçilerin etkin ve sürdürülebilir mahsul üretimini destekleyen teknolojik ilerlemelere kucak açarak, dijitalleşme ve modernleşme eğilimlerinin arttığı ortaya çıktı. Çalışma kapsamında gerçekleştirilen görüşmelerde, çiftçiler 100 Çiftçi 1000 Bereket Programı’nın kendilerini hayatlarında ilk defa dijitalleşme ile tanıştırdığını ve teknolojiyi günlük faaliyetlerinin her adımına entegre etmeye başladıklarını vurguladılar.
Araştırma, çiftçilerin yeniliği hayatlarına dahil etme şekillerinin farkını da ortaya koydu. Buna göre; yenilikleri yakın çevrelerinden takip eden geleneksel çiftçiler, sonuçları gördükten sonra uygulamaya geçiyor. Temkinli çiftçiler, uzaktan gördüğü yeni bir uygulama aklına yatarsa uygulama kararı veriyor. Yenilikçi çiftçiler ise hem bilgiyi daha geniş kaynaklardan takip ediyor hem de uygulama konusunda daha cesur.
Çiftçilerin yenilikleri uygulamalarında ise doğrudan iletişim ve yüz yüze danışmanlık önemli bir rol oynuyor. Çiftçiler, 1000 Çiftçi 1000 Bereket Programındaki ziraat mühendisleriyle sürekli iletişimde olmaktan ve yardım almaktan memnuniyet duyduklarını ifade etti. Çiftçiler aynı zamanda finansal okuryazarlık eğitimi sayesinde tarlalarını işletme bakış açısıyla yönetebildiklerini söyledi.
Toprağını aile yadigarı olarak gören çiftçiler, çocuklarının tarımla ilgili bölümlerde eğitim almasını ve aile mesleğini devam ettirmesini istiyor.
Çiftçilerin en önemli gündem maddelerinden biri de iklim krizi. Adına “iklim krizi” demeseler de etkilerini derinden hissediyorlar. Kuraklık ve beklenmeyen hava olayları gibi koşullara uyum sağlamaya çalışan çiftçiler, Program kapsamında tarlalarına özel sunulan doğru sulama, gübreleme ve ilaçlama programı sayesinde kaynak tasarrufu yapabildiğini belirtti.
Araştırmanın sonuçları KONDA Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır tarafından, ekonomi gazetecisi Meliha Okur’un moderatörlüğünde, basın mensuplarının katılımıyla gerçekleştirilen çevrim içi toplantıda paylaşıldı.
Toplantıda araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Cargill Gıda Orta Doğu, Türkiye ve Afrika Kurumsal İlişkiler Direktörü Arzu Örsel, “Çiftçilerin refahını artırmak için çalışırken, onların hayatına eğilmemiz, ne istediklerini, ne hissettiklerini ve ne beklediklerini anlamamız önem taşıyor. Bu araştırmayı, sürdürülebilir tarım uygulamalarını desteklemeye ve çiftçilerimizin refahını artırmaya yönelik çabalarımıza ışık tutmak üzere, Türk çiftçisinin davranışlarına dair daha derin bir iç görü kazanabilmek için hayata geçirdik. Sonuçlar, dünyanın her yerindeki tarım toplumlarında yaşandığına şahit olduğumuz gelişmelere benzerlik gösteriyor. Tüm dünyayla birlikte Türkiye’de de daha fazla çiftçi dijitalleşen dünyaya erişim sağlıyor ve faydalarını deneyimliyor” diye konuştu.
Örsel, konuşmasına şöyle devam etti: “Çiftçiler yüz yüze iletişim kurmaya ihtiyaç duyuyorlar. Üç yıldır başarıyla yürüttüğümüz ve her geçen gün kapsamını genişlettiğimiz 1000 Çiftçi 1000 Bereket, Türkiye’de çiftçilere düzenli ve sürekli danışmanlık hizmeti sunan ilk ve tek sosyal sorumluluk programı. Bu anlamda onlarla bir bağ kurmaktan ve çiftçilerimizin ihtiyacına cevap verebilmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Aynı zamanda işinin tüm zorluklarına rağmen umudunu koruyan çiftçilerimizi görmek bize de umut verdi.”
Araştırma, özellikle Türk çiftçilerin dijital tarım araçlarını kullanmakla kalmadıklarını, aynı zamanda bilgi edinmeye daha istekli olduklarını ve dijital iletişim araçlarını daha etkin şekilde kullanmaya eğilimli olduklarını ortaya koyuyor. 2016 yılında sosyal medyayı kullanan çiftçilerin oranı yüzde 40 iken, 2020 yılında bu oran yüzde 60’ın üzerine çıktı. Araştırmada takip edilen kilit sosyal platformlar olan Facebook, Twitter, WhatsApp, YouTube ve Instagram’ın tamamında çiftçiler arasında çift haneli büyüme kaydedildi. 1000 Çiftçi 1000 Bereket Programındaki çiftçiler arasında devam eden iletişim, sosyal medya kanalları tarafından güçlendirildi.
Türk çiftçilerin dijital erişimindeki bu artış, Cargill’in 2019 yılında hayata geçirdiği 1000 Çiftçi 1000 Bereket Programının da katkısıyla artıyor. Program kapsamında bugüne kadar 12 ilde, toplam 3 bini aşkın mısır, ayçiçeği ve kanola çiftçisine ulaşıldı. Türk çiftçilerini sürdürülebilir tarım uygulamaları konusunda desteklemek üzere, tamamen ücretsiz olarak tasarlanan program kapsamında, dijital toprak analizi, uydudan tarla sağlığı takibi gibi dijital araçlara erişim imkanı sağlanıyor. Aynı zamanda sulama ve gübreleme gibi konu başlıklarında danışmanlık ve eğitim programları sunuluyor.
“Dijital toprak analizinin, uydudan mahsullerin gelişimini takip etmenin ve çevrim içi eğitimin faydalarını gördükten sonra, bu çiftçiler teknolojinin bulunmadığı bir tarım hayal edemiyorlar” diyen Örsel, sözlerini şöyle sürdürdü: “1000 Çiftçi 1000 Bereket Programı kendisini geliştirmeye açık, çocukları için verimli ve üretken bir toprak bırakmak isteyen, özverili çiftçiler sayesinde başarılı oluyor. Hedefimiz, programımızın gıdanın geleceğini sahiplenen tüm kişi ve kurumlara rehberlik etmesi, onların da desteğiyle daha fazla bölgede, daha fazla çiftçiye ilham kaynağı olmasıdır.”