Mehmet Şakir Örs
Kuraklıktan en çok etkilenen yörelerin başında İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri geliyor. Bu durum özellikle bu yörelerde ağırlıklı olan hububat üretimini olumsuz etkiliyor.
Bugünlerde çiftçinin bir başka büyük derdi kuraklık. İçinde bulunduğumuz dönemde, iklimsel değişiklikler nedeniyle birçok bölgede yoğun biçimde kuraklık yaşanmaktadır. Bu durum, ister istemez, tarladaki, bağdaki ve bahçedeki üretim faaliyetini doğrudan ilgilendirmektedir. Su ve sulama ihtiyacını artırmaktadır. Tarımsal ürünlerde verim ve rekolte düşüklüğüne yol açmaktadır. Dolayısıyla çiftçinin işi daha da zorlaşmakta ve kazancı azalmaktadır.
Kuraklıktan en çok etkilenen yörelerin başında İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri gelmektedir. Bu durum özellikle bu yörelerde ağırlıklı olan hububat üretimini olumsuz etkilemektedir. Yeraltı sularımızda da olumsuzluklar yaşanmaktadır. Yeraltı sularının hoyratça kullanıldığına dikkat çeken DEÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, jeotermal ve yeraltı sularının kullanımının mutlaka denetim altına alınması gerektiğini vurgulamaktadır.
Bir zamanlar kendi kendine yeterli olmakla övünen Türkiye, tarımda üretimi ve üreticiyi desteklemek yerine ithalat kolaycılığına yöneldi. Böylece ülkenin kıt ekonomik kaynakları ve finans olanakları, ithalat maceracılığına ve kolaycılığına heba edildi. Aynı zamanda kendi üreticimiz de ithalat nedeniyle mağdur oldu. Üreticimize verilmesi gereken destekler, başka ülkelerin üreticilerine aktarıldı. Üstelik bu yanlış uygulamaları yapanlar, “milli” ve “yerli” olmakla en çok övünen siyasal çevrelerdi.
Sözün özü, bir zamanlar varlığıyla sevinç kaynağı olan toprak, artık üreticinin karnını doyurmaz oldu. “Toprak insanları”, yavaş yavaş topraklarını, köylerini, kasabalarını terk etmeye başladılar. Yoksullaşan çiftçiler tarımdan koptular. Giderek kırsal kesimde tutunamaz, barınamaz hale geldiler. Kentlerin çeperlerine göçerek işsizliğe mahkûm oldular ve sosyal yardımlara muhtaç hale geldiler.
Bu olumsuzluk en çok da kırsal kesimin kadınlarını ve gençlerini vurdu. Gençler hepten topraktan koptular. Umutsuzluğa düşerek şanslarını ve geleceklerini başka alanlarda aramaya başladılar. İşte bu nedenledir ki kırsalda, tarım sektöründe kalan nüfusun yaş düzeyi de yükseldi. Tarımdaki aktif nüfus azaldı ve oldukça yaşlandı. Pandemi döneminde yaşanan olumsuzluklardan da en çok bu kesimler etkilendi.