Bakliyatta pandemi döneminde başlayan fiyat artışı sürerken, kırmızı mercimek fiyatında hasadın başlamasıyla düşüş başladı. Bu düşüşte, hasadın başlamasının yanısıra ihracat yasağının da etkili olduğu belirtiliyor. Son iki ayda fasulyede yüzde 38, pirinçte yüzde 33’lük fiyat artışı ise dikkat çekti.
Bakliyat ürünlerinde fiyat artışı devam ediyor. Özellikle fasulyede yaşanan artışlar sektörde dikkat çekiyor. Mayıs ayının sonunda 8 ile 8,5 milimetre fasulyenin fiyatı 21 liradan satılırken, 1 Temmuz itibarıyla yüzde 38’den fazla artarak toptan kilogram fiyatı 29 liraya çıktı. Hasadı yapılan ve bu yıl rekoltede 400 bin ton beklentisi, kırmızı mercimeğin son iki ayda fiyatı yüzde 11,3 azalışla 22 liradan 19,50 liraya geriledi. Yıllık bazda da bakıldığında Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) verilerine göre ise en yüksek artış yüzde 193 ile fasulyede yaşanırken en düşük artış ise yüzde 73 ile kırmızı mercimekte görüldü. Yeşil mercimekte yüzde 169, nohutta yüzde 138 fiyat artışı yaşandı. Hasadın yaklaşması ve geçen yıl rekolte artışlarına rağmen fiyat artışların normal olmadığını belirten sektör temsilcileri, arz-talep dengesizliği ve döviz kurunda yaşanan artışın fiyatlara yukarı yönde baskı yaptığını söylediler.
Arz-talepte dengesizliği fiyatları etkiliyor
Son iki yılda yaşanan pandemi süreci, kuraklık ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi olağandışı bir dönemden geçildiğini kaydeden Mersin Ticaret Borsası ve Ulusal Baklagil Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Ö. Abdullah Özdemir, arz-talep dengesizliğinin fiyat artışlarında etken olduğunu kaydetti. Ülkelerin pandemi döneminde tarım ürünlerinde özellikle kendi kendine yeterlilik bağlamında daha korumacı politikalar uygulamaya başladığını vurgulayan Özdemir, “Birçok ülke gibi Türkiye de ilgili ürünlerde ihracat yasağı getirdi. Diğer yandan tüm dünyada olduğu gibi kuraklık dolayısıyla yurtiçinde de rekolte kaybı yaşandı ve bakliyat üretimimiz 1 milyon 54 bin tona geriledi. Dolayısıyla stok düzeyleri de azaldı. Arz ve talep dengesinde yaşanan bu sorunlar fiyatlar üzerinde yukarı yönde etki yarattı. Ayrıca dolar kuru da son bir yılda yüzde 92 arttı” dedi.
Fasulyede 285 bin ton rekolte öngörülüyor
Son bir yılda tarımsal girdi maliyetlerinin arttığını kaydeden Özdemir, TÜİK rakamlarına göre mazotta yüzde 229, elektrikte yüzde 108, gübrede yüzde 241 ve tarımsal ilaçlarda yüzde 94 girdi artışı yaşandığını aktararak, tüm bu unsurların fiyatlara olumsuz yansıdığını ifade etti. Fasulye fiyatlarını da değerlendiren Özdemir, bakliyat ürünlerinde üretim artış beklentisinin aksine, TÜİK istatistiklerine göre geçen yıl 305 bin ton olarak gerçekleşen kuru fasulye üretiminin bu yıl 285 bin ton beklendiğini bildirdi. Özdemir, “Ayrıca TÜİK verilerine göre, 26 Şubat’ta ihracatı yasağına kadar fasulyede 50 bin 662 ton ihracatla 55,8 milyon dolar gelir elde edildi. Bu miktar önceki yıl ihracat sezonunda ise yaklaşık 23 bin tondu ve 28,1 milyon dolar değerinde ihracat yapılmıştı” dedi.