Oğul Türkkan
Tarihin ilk vegan tatlısı aşure olabilir. Düşünün bir kere, içinde kuru fasulye olan bir tatlı. Aşure yemek her defasında yeni bir lezzet keşfi sayılır. Bölgeye, dine, aileye göre farklılık gösteren bu tatlının gramajlı reçetesinden çok, genel prensipleri vardır. Belki de bu nedenden dolayı her aşure yediğimde yeni lezzetler, farklı bir tat kombinasyonu, farklı aromalar hissederim.
Aşurenin temel prensibi içeriğinde hiçbir hayvansal ürün olmamasıdır. Bunun dışında kimilerine göre en az 7, kimilerine göre 10, kimilerine göre de 12 farklı malzeme içermesi gerektiğidir. Anlayacağınız aşure reçeteli değil de prensipli bir tatlıdır. Müslümanlar, Ermeniler, Rumlar yani yakın coğrafyamızda yaşayan birçok kültür hem aşure yapmış hem de aşureye mistik anlamlar yüklemiştir.
Aşure Türkçeye Arapçadan onuncu anlamına gelen ashura kelimesinden veya Farsçada karıştırmak anlamına gelen ashur kelimesinden geçmiş olabilir.
Aşureyi Nuh peygambere bağlayan anlatılar da içeriğiyle bağdaşır. Ağrı Dağı’na konan Nuh peygamber ve ailesi, tufandan kurtuluşlarını kutlamak için bir yemek hazırlamaya karar verir. Azalan erzaklarında kalan malzemeler ile ellerinden geldiği kadar lezzetli bir yemek yapmaya çalışırken aşure ortaya çıkmış diye anlatılır.
Sonsuz olasılık
Aşurenin temelinde tatlılarda kullanımına pek rastlanmayan arpa, buğday gibi tahıllar ve fasulye, nohut gibi bakliyatlar, badem, fıstık, fındık, susam gibi kuru yemişler, hurma, incir, kayısı, nar gibi kuru ve taze meyveler, şeker, bal, pekmez gibi tatlandırıcılar, kakule, tarçın, karanfil gibi tatlı baharatlar, gül suyu gibi aromatikler bulunur. Bunca malzemeyi karıştırınca da sonsuz sayıda kombinasyon ortaya çıkıyor aşurenin lezzetinde.