HSBC Hazine Grup Başkanı Fatih Keresteci, seçim sonrası siyasi belirsizliğin azalması ile dolar/TL’nin kısa vadede mevcut 2.88’li seviyelerden 2.70’li seviyelere gerileyebileceğini, bu iyimserliğin ise ancak ekonomik reformlarla uzun vadeye taşınabileceğini söyledi.
Keresteci, Reuters ile gerçekleştirdiği söyleşide “Dolar/TL’nin seçim sonrasında 2.70 seviyesine gerileyeceğini tahmin ediyorduk ve kısa vadede de bu görüşümüzü koruyoruz. Orta vadede siyasette yaşanan normalleşmenin ivedilikle ekonomik ve sosyal hayata aktarılması gerekiyor. Bunun için de ilk etapta ekonomik sorunlara odaklanan ve reformist kimliğe sahip bir hükümetin kurulması gerekiyor” dedi.
Gelişmiş ülkelerle gelişmekte olanlar arasındaki en temel farkı, ‘siyasetin ekonomi ya da finansa yansımalarındaki derin ayrışma’ olarak tanımlayan Keresteci şunları söyledi:
“Seçim sonuçlarıyla birlikte siyasi ortam normalleşti. Seçim öncesi var olan senaryolar teke inerken, belirsizlikler de olabildiğince azaldı. Uzunca bir süredir siyasi belirsizliklerin gölgesinde faaliyet gösteren piyasalar seçimlerle birlikte siyasi manada önünü görebilecek bir noktaya geldi. Bu tabi ki TL’yi olumlu etkiledi.”
Reuters verilerine göre TL, 1 Kasım seçimlerini de içine alan son bir aylık dönemde dolar karşısında yüzde 4’ün üzerinde değer kazanırken, TL’nin euro karşısındaki değer kazancı ise çift haneye yaklaştı. Aynı dönemde gelişmekte olan para birimleri genelinde ağırlıklı olarak dolar karşısında değer kaybı yaşandı. Pozitif ayrışma özellikle geçen hafta petrol fiyatlarının yüzde 8 değer kaybettiği geçen hafta daha da belirginleşti.
Keresteci, uzun süren siyasi belirsizlikler nedeniyle son dönemde ABD Merkez Bankası faiz artışı ihtimali ve Çin’deki ekonomik yavaşlamanın Türkiye’ye etkilerinin daha belirgin hissedildiğini belirtti.
Ancak Türkiye ekonomisinin artılarının seçim sonrasında görülemeye başlandığına dikkat çeken Keresteci, “Türkiye bazı avantajları ile dünyanın birçok ülkesinden pozitif anlamda ayrışıyor. Mesela, dünyada birçok gelişmiş ekonomi borçluluk sorunu ile uğraşırken Türkiye’de kamunun borcu çok düşük. Emtia fiyatlarındaki çöküş birçok ekonomiyi zor durumda bırakırken Türkiye bundan çok fazla avantaj sağlıyor. Ekonomik büyüme birçok ülkede virgülden sonra gelen rakamlarla ifade edilirken Türkiye her şeye rağmen yüzde 3 civarında büyüyebiliyor” diye konuştu.
DEZAVANTAJLAR BASKIN OLURSA TABLO TERSİNE DÖNER
“Siyasi belirsizlikler sürerse bu avantajları uzun süre koruyamayız. Dahası, dezavantajlarımız baskın olup tabloyu tersine çevirebilir” diyen Keresteci bu nedenle, Türkiye’nin acil olarak siyaseti ekonomiyi destekleyici yönde dizayn etmesi gerektiğini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:
“Bunda başarılı olabildiği ölçüde yeni hikaye de yaratabilir. Ekonomik faaliyetleri hızlandıracak, üretimi teşvik edecek ve ihracat kapasitesini artırabilecek reformlar, ya da kısa vadede reform niyeti, Türkiye açısından kuvvetli bir hikaye yaratıp yabancı yatırımları cezbedebilir” dedi.
Yeni hükümetin kurulma sürecinin bu hafta tamamlaması beklenirken, piyasalar ekonomi yönetiminin nasıl şekilleneceğini takip etmeye devam ediyor.
Bankacılar, zaman zaman piyasalarda siyasetin, özellikle de başkanlık sistemi ve ekonomi yönetimine ilişkin belirsizliğin hâlâ baskı yapmayı sürdürmesine karşın, gelişmekte olan piyasalara bakıldığında son dönemde sert satış baskısı altındaki TL’nin, seçim sonrası iyimserliği korumak için fırsat veren nadir para birimleri arasında yer almaya devam ettiğine dikkat çekiyorlar.
Keresteci, Bakanlar Kurulu’nun yapısı ve ekonomi takımının kimlerden oluşacağının piyasalar açısından büyük önem taşıdığına da dikkat çekerek, “Piyasalar bu noktada spesifik isimlere çok fazla önem atfediyor. Bir noktaya kadar buna ben de katılıyorum. Ancak, kişilerden öte siyaset kurumunun reformist olması, ekonomiye odaklanabilmesi daha önemli. Bu noktada adımlar atılabilmesi durumunda mevcut iyimser görünüm biraz daha uzun vadeye yansıyabilir” dedi.
BABACAN VE MERKEZ BANKASI ÖNEMLİ OLACAK
Piyasalar Ali Babacan’ın yönetimindeki bir ekonomi takımını veya Merkez Bankası’nın bağımsızlığını tartışmaya açacak adımlar atmayacak bir yapıyı olumlu algılamaya eğilimli.
Seçimlerin ardından yeni hükümetin kurulma sürecinin de bu hafta netlik kazanması beklenirken Başbakan Ahmet Davutoğlu, hükümeti kurduktan sonra ekonomi, güvenlik-dış politika, reformlarla ilgili üç mini mekanizma düşündüğünü belirtmişti. Piyasalar ekonomi ile ilgili mekanizmaya ilişkin detayları ve ekonomi yönetiminde kimin yer alacağını izlemeye devam ediyor.
FED’in faiz artırım zamanlamasından ziyade artırım hızının daha büyük bir önem arzettiğine de dikkat çeken Keresteci, “Dünyada artan terör eylemleri ile tüketici güveninde yaşanabilecek olası bir kötüleşme, FED’in faiz artırabilme kabiliyetini daha da sınırlayacaktır” diye konuştu.
http://www.hurriyet.com.tr/