Yılmaz Özdil
VATAN toprağını arsa’ya benzeten asrın liderimiz, devlet yönetimini de market’e benzetti, “ben ekonomistim, benim ülkemdeki marketlerde raflar dolu” dedi.
★
Daha önce “devlet yönetmek bakkal dükkanı yönetmeye benzemez” demişti, bakkala benzemiyor ama, markete benziyor demek ki!
★
Halbuki…
★
Markette alışveriş yaparsak, satın aldığımız ürün kaç paraysa ödüyoruz, satın almadığımız ürüne para ödemiyoruz.
Devlet dediğin marketse, geçmediğimiz köprüye, girmediğimiz tünele, uçmadığımız havalimanına niye para ödüyoruz?
★
Migros pahalıysa, Carrefour’a bakarız, bütçemize uymazsa, Şok’a bakarız, Bim’e gideriz, A101’e uğrarız, indirim ilanlarını takip ederiz, gene ucuz değilse, illa marketten alışveriş mecburiyeti yok, bakkala sorarız, pazarda ararız, kıt kanaat, az alırız.
Devlet market, vatandaş müşteriyse, devletin elektrik faturası pahalı geliyor, başka yerden elektrik alma imkanımız var mı?
Doğalgazı daha ucuza ödeyeceğimiz şirketi seçebiliyor muyuz?
Alternatifsiz market yok, devletin etiketleri niye alternatifsiz o halde?
★
Marketten satın aldığımız ürünü kullanırız, yok eğer vazgeçersek, fişiyle beraber gideriz, iade ederiz, paramızı geri alırız.
F35’lere 1.5 milyar dolar ödedik, elimizde fişimiz var, ne ürünümüzü veriyorlar, ne paramızı geri veriyorlar.
S400’lere 2.5 milyar dolar ödedik, ne kullanabiliyoruz, ne iade edebiliyoruz.