Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, şeker pancarında tam yeterliliğin yüzde 100 olduğunu belirterek, “Şekerde yüzde 120 yeterliliğimiz bulunuyor. Bu nedenle bir şeker ihracatçısı olan ülkemizin, 2022 yılında ithalata başvurması düşündürücüdür.” dedi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar hasadı başlayan pamuk ve şeker pancarı hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’de pamuk hasadının bazı bölgelerde iklim şartlarının etkisiyle gecikmeli de olsa başladığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: “Pamuk üretimi sadece tarımsal üretim olarak değil; ülkemizde ihracatı ve istihdamı gerçekleştiren çok önemli bir sektörün hammaddesidir. Bu anlamda pamuk stratejik bir ürün olarak değerlendirilmeli ve bu bakış açısıyla politika üretilmelidir. Ülkemizdeki pamuk fiyatları, uluslararası fiyatlardaki gelişmelerden fazlasıyla etkilendi. ABD’de ortalama lif pamuk fiyatı kilogramda 42,31 liradır. Türkiye’nin ABD’den pamuk lif ithalat fiyatı ise navlun dâhil kilogramda yaklaşık 52 liradır. Pamukta uygulanan gümrük vergisi ise yüzde sıfırdır.”
“Piyasada oluşan fiyatın üzerinde bir fiyat açıklamasını bekliyoruz”
Üretim sezonunun başından bu yana başta gübre, mazot, sulama ve sulamada kullanılan elektrik olmak üzere, girdi fiyatlarında yüzde 300’lere varan oranlarda artışların yaşandığına dikkat çeken Bayraktar, “Geçtiğimiz sezon piyasa fiyatı, arz-talep etkisi ve dünya pamuk piyasasında fiyatların yükselişi nedeniyle TARİŞ, Çukobirlik, Antbirlik gibi tarım satış kooperatiflerinin açıklamış olduğu pamuk alım fiyatlarının üzerine çıktı. Bu yıl da tarım satış kooperatiflerinin, maliyetlerdeki artışı ve çiftçi refah payını gözeterek geçtiğimiz sezon serbest piyasada oluşan fiyatın üzerinde bir fiyat açıklamasını bekliyoruz. Bu nedenle gerekli düzenlemelerle tarım satış kooperatiflerinin güçlendirilmesi ve etkin bir şekilde devreye girerek müdahale alımı yapabilmesi sağlanmalıdır. Bu durum, üreticimizin pamuk fiyatında önünü görebilmesi ve piyasanın düzenlenmesi açısından önem arz ediyor. Üretici örgütlerinin zayıflaması, pamuk üretiminin azalışı ve istikrarsızlığında önemli bir etkendir.” şeklinde konuştu.
“Pamukta akılcı ve kalıcı politikalara ihtiyaç var”
Pamuğun endüstri bitkileri içinde hem lif hem de yağ bitkilerinin arasında bulunduğunu söyleyen Bayraktar, birçok sanayinin temel hammaddesinin buradan karşılandığını aktardı.
Pamuğun lifiyle selüloz ve tekstil sanayinin, çekirdeğinden elde edilen pamuk yağıyla bitkisel yağ sanayinin, kapçık ve küspesiyle yem sanayinin hammaddesi olduğunu belirten Bayraktar, dolayısıyla pamuğun ekonomik değeri çok yüksek bir bitki olduğuna dikkat çekti.
Dünyada 2021/2022 üretim sezonunda Uluslararası Pamuk İstişare Kurulu (ICAC) verilerine göre, toplam 69 ülkede, 25 milyon 733 bin ton lifli pamuk üretimi tahmin edilirken, bu üretimin 833 bin tonunu yani yüzde 3,2’sini Türkiye’nin sağladığına işaret eden Bayraktar, yanı sıra 833 bin tonluk üretimle Türkiye’nin Hindistan, Çin, ABD, Brezilya, Pakistan ve Özbekistan’dan sonra 7’nci sırada yer aldığını bildirdi.
Yine ICAC’ın verilerine göre, dünyada son 5 üretim döneminde, lifli pamuk üretiminin yüzde 4,7 oranında azalarak 27 milyon tondan 25 milyon 733 bin tona gerilediğini söyleyen Bayraktar, “Dünya lifli pamuk üretimi son 5 yılda azalırken ülkemizde üretim dalgalı bir yapı gösteriyor. Ülkemizde 2017/18 döneminde 882 bin ton olan lifli pamuk üretimi, bir sonraki dönemde 977 bin tona yükseldi. Daha sonraki dönemlerde 656 bin tona kadar gerileyen lifli pamuk üretimi geçen sezon ise tekrar artış göstererek 833 bin tona çıktı. Ülkemizdeki bu dalgalanma stratejik öneme sahip pamukta akılcı ve kalıcı politikalar sergilememiz gerektiğini gösteriyor.” dedi.
“Üretici korunmalıdır”
Türkiye’de 2021’de 4 milyon 322 bin dekar alanda 832 bin 500 tonda lifli pamuk üretiminin yapıldığını kaydeden Bayraktar, lifli pamuk üretiminde 330 bin 373 ton üretimle Şanlıurfa’nın ilk sırada yer aldığını, Şanlıurfa’yı 114 bin 413 ton ile Diyarbakır, 97 bin 931 ton ile Aydın, 77 bin 738 ton ile Hatay, 55 bin 731 ton ile İzmir’in takip ettiğini aktardı. Bayraktar, söz konusu 5 ildeki üretim miktarının toplam pamuk üretiminin yüzde 81,2’sine karşılık geldiğini bildirdi.
2022 yılı TÜİK tahminlerine göre kütlü pamuk üretiminin 2021 yılı üretimine nazaran yüzde 11,1’lik artışla 2 milyon 500 bin ton olarak tahmin edildiğini anlatan Bayraktar, “2021 yılında ülkemizden 331 milyon 405 bin dolar değerinde, 138 bin 34 ton lif pamuk ihracatı yapılırken, 2 milyar 414 milyon dolar değerinde 1 milyon 193 bin tonluk ithalat yapıldı. 2021 yılında ihracat bir önceki yıla göre değer bazında yüzde 70,9 oranında, ithalat ise yüzde 12,9 oranında arttı. 2022 yılının ilk 7 ayında ise 729 bin 822 ton ithalat gerçekleştirilirken 2 milyar 48 milyon dolar döviz harcandı.” şeklinde konuştu.
Pamuk üretimi dünyada; fiyat desteği, doğrudan gelir desteği, gümrük önlemleri ve sigorta destekleri gibi pek çok farklı araçla destekleniyor. ABD ve Çin gibi başlıca pamuk üreticisi ve ihracatçısı ülkeler, üretimlerini önemli ölçüde destekleyerek, rekabette Türkiye’nin önünde bulunuyor. Ülkemizde de girdi fiyatlarındaki yüksek artışlar gözetilerek prim ve destekler artırılmalı ve üreticilerimiz korunmalıdır. Laboratuvar ortamında standartların belirlenmesi, kalitenin kullanıma kadar korunması, lisanslı depoculuğun yaygınlaştırılması gibi çiftçilerimizin teşvik edilmesine yönelik alınan tedbirler önemlidir.”
Şeker pancarında fiyat beklentisi
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, hasadına başlanan şeker pancarına da ilişkin açıklamalarda bulundu.
Şeker pancarı ve şeker üretiminin Türkiye için vazgeçilmez olduğuna dikkat çeken Bayraktar, şunları kaydetti: “Pancar ve şeker üretimi, yüksek katma değer yaratması, yüksek istihdam imkanı sağlaması, hayvancılığın gelişmesindeki rolü ile tüm dünyada stratejik önemi olan bir üründür. Türkiye, dünya pancar şekeri üretiminde yüzde 6,6’lık pay ile pancardan şeker üreten ülkeler arasında önemli bir konuma sahiptir. Tarım topraklarımızın 2,9 milyon dekarını şeker pancarı üretimi için ayırıyoruz. 2020/2021 sezonu verilerine göre, 23 milyon tona kadar yükselen üretimle şeker pancarında tam yeterliliğimiz yüzde 100’dür. Diğer yandan şekerde yüzde 120 yeterliliğimiz bulunuyor. Bu nedenle bir şeker ihracatçısı olan ülkemizin, 2022 yılında ithalata başvurması düşündürücüdür. Dolayısıyla şeker pancarı üretimine ve üreticisine önem vermeli, desteklemeliyiz. 2022 yılında çiftçinin önünü görmesi için önemli bir karar olarak tonu 800 lira olarak açıklanan avans fiyat daha sonra ton başına 1000 liraya yükseltildi. Hasadın başladığı bugünlerde, özellikle gübre ve mazottaki yüzde 300’leri aşan artışlar göz önünde bulundurulmalıdır. Maliyetleri yükselen şeker pancarı üreticilerinin üretimlerini sürdürebilmesi ve ihtiyaç duyduğumuz şeker üretimini karşılaması için maliyetlerin üzerinde ve çiftçi karını da gözeten bir fiyat açıklanmasını bekliyoruz. Üretimde, verimlilikte ve deneyimde çiftçilerimizin üstünlüğe sahip olduğu bu ürünleri, sektörde yer alan sanayicilerimizin de sahiplenmesi üretimin sürdürülebilirliği açısından önem taşıyor. Üreticilerimizin alın terinin karşılığını aldığı bir sezon olması en büyük temennimizdir.