Sefer Levent
Gıda en temel ihtiyaçlardan biri… Pandemi döneminde gıda ürünlerinin nasıl birden silah haline geldiğini görmüştük. Bazı ürünlerde ardı ardına ihracatı yasaklayan ülkeler, koruma kalkanlarını kuşanıvermişti. Rusya-Ukrayna savaşı ile bu durum daha da keskinleşti. İşte böyle bir dönemde Türkiye adeta çölde bir vaha gibi… Enerji krizimizin olmayışı, üretimimizin kesintisiz sürmesi, Rusya-Ukrayna savaşındaki tutumumuz özellikle Avrupa pazarında konunumuzu güçlendiriyor. Peki ama bu sürdürülebilir bir tablo mu? Savaş bitip, ticaret normale dönmeye başladığında bu konumumuzu yitirecek miyiz? Mevcut konumumuzu sağlama almak hatta daha da kuvvetlendirme için neler yapabiliriz.
ULAŞAMAZDIK ONLAR ARIYOR
Geçtiğimiz günlerde bir grup ekonomi gazetecisiyle bir araya gelen Alanya Ziraat Odası Başkanı Tahir Göktepe, tropikal meyve üreticisi Mustafa Ezici ve Almanya’ya yaklaşık 40 yıldır yaş sebze-meyve ihracatı yapan işinsanı Mirbey Adam, son dönemde yaşanan durumu ve Türkiye’nin potansiyelini nasıl avantaja çevirebileceğini anlattı.
Savaşın etkilerinin en çok hissedildiği ülkelerden birinin Almanya olduğuna dikkat çeken Mirbey Adam’ın verdiği bilgiler çok önemli: “Hollanda, İspanya ve Belçika’da yüzde 30-40’lık üretim kaybı var. Avrupa’da üretim düşünce zincir marketler açığı kapatmak için Türkiye’deki üreticilere yöneldi. Şimdiden kontratlar dahi imzalandı. 1 yıldır ulaşamadığımız market sahibi şimdi bizden ürün istiyor. ‘Sakın kimseye mal verme, başka firma da bul’ diyor. Türkiye’nin elinde müthiş bir fırsat var. Bu kışı iyi değerlendirirsek 3.5 milyar dolarlık sebze-meyve ihracatımızı rahatlıkla 10 milyar dolara çıkarabiliriz. 2 yıl içerisinde sadece bu iki kalemde 35 milyar dolarık ihratı yakalamamız hiç de zor değil.”
RAKİPLERDEN AVANTAJLIYIZ
Son yıllarda arka arkaya yaptığı deneme üretimlerinde başarılı olan ve Türkiye’nin tropikal meyvede söz sahibi ülke olması için adeta çırpınan bir isim Mustafa Ezici. Türkiye’ye getirdiği tropikal meyve fidanları başta Alanya olmak üzere Akdeniz’de bir çok alanda üreticiye yeni bir kazanç kapısı oluşturmuş durumda. Mustafa Ezici’nin mango, avakado, çarkıfelek (passion fruit), ejder meyvesi gibi ürünlerin ihracatının, Türkiye için neden önemli olduğuna şöyle dikkat çekiyor:
– Avrupa Birliği yılda 650 bin ton mango ithal ediyor, Bunun 132 bin tonu Brezilya’dan, 55 bin tonu Güneydoğu Asya’dan 19-35 günde geliyor. Türkiye’de üretilen mangolar 3-4 günde Avrupa’ya 3 saat uçuş mesafesinde 80 komşu ülkeye ulaşabilir. Ham mangonun kilosu Avrupa’da 4-5 Euro’ya satılıyor. Dalında olgunlaşmış mango Avrupa’ya günlük uçak ile geliyor, kilosu 17 Euro’dan satılıyor. Biz dalında olgunlaşmış mangoyu kilosu 3 Euro’dan Avrupa ve Rusya’ya ağustos- aralık döneminde ihraç edebiliriz. Diğer üretici ülkeler ocak-haziran arası üretiyor. Rakibimiz İsrail, Mısır, İspanya. Görüldüğü gibi mangonun ihracattaki kilogram birim değeri daha yüksek. 1 dönüm seraya 167 tane mango ağacı dikiliyor. Bu ağaçlar 3 yaşında 1 dönümde 15 ton mango veriyor.”