Yerel Zincirler Buluşuyor fuarında konuşan TPF Başkanı Ömer Düzgün, 42 bin ulusal ve indirim marketinin faaliyet gösterdiğini belirterek, “İndirim marketlerin sayısı son 10 yılda yüzde 395 artış gösterirken, sektörde payları yüzde 79’a kadar çıktı” dedi.
Organize perakendenin en önemli halkası olan yerel zincir marketler, Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen Yerel Zincirler Buluşuyor (YZB) 2022’de bir araya geldi. Sektörün en büyük fuarı olan ve Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) tarafından düzenlenen etkinlik bu yıl “Yeniden Yerele” temasıyla binlerce paydaşı bir araya getirdi.
Etkinliğin açılışında konuşan TPF Başkanı Ömer Düzgün, organize perakendede son yıllarda yaşanan gelişmeleri anlattı. Salgın döneminin tarihi bir süreç olduğunu ve sektörde birçok şey değiştirdiğini belirten Düzgün, yaşanan süreçte artan fiyat suçlamalarına yönelik, “Bizim fiyat artırma gibi bir lüksümüz yok, bu açık ve net. Bu ekonomik ortamda fahiş, haksız, rakiplerinden yüksek fiyatla ürün satan bir üretici veya satıcının cezasını herkesten ve her şeyden önce tüketiciler ve piyasa verir. Bu böyle bilinmeli” dedi. Enflasyon ve gıda fiyatlarının yanı sıra tarım ve hayvancılıkta da sorunlar olduğuna dikkat çeken düzgün, “Kendi kendine yeten bir ülke olmayı artık daha çok istiyoruz. Bu gelişmeler vatandaşları endişelendirdi. Güvenli ve yerli üretime her zamankinden daha fazla erişmek istiyor. Bu nedenle Yeniden Yerel’e demenin tam zamanı. Daha fazla zaman kaybetmeden geleceğimiz için bugünden adım atılmalı. Tarladan çatala tüm gıda güvenliği yeniden kurgulanmalı. Küresel ısınmadan kuraklığa kadar tüm süreçleri baştan yazmalıyız” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de mağaza enflasyonu yaşanıyor
Artık gelinen noktada bugün ülkede müthiş bir mağaza enflasyonu ile karşı karşıya geldiğini belirten TPF Başkanı Düzgün, “42 bin ulusal ve indirim marketi vatandaşlara hizmet veriyor. İndirim marketlerin sayısı son 10 yılda yüzde 395 artış gösterirken, sektörde payları yüzde 79’a kadar çıktı” diye konuştu. Düzgün, şöyle devam etti: “Önümüzdeki 5 yıl içinde 13 binin üzerinde yeni mağaza açılması bekleniyor. Bu tabloda discount marketlerin gıda perakendedeki payı yüzde 85’e ulaşması öngörülüyor. Bu tablo önümüzdeki süreçte yan yana alt alta üst üste yeni market açılışları devam edecek anlamına geliyor. Sadece gıda perakendesindeki işletmelere değil üreticiye de tüketiciye de ülkeye de zarar verecek bu durum. Perakende yasamızdaki eksik ayaklar giderilmezse yerel zincirler rekabet gücünü kaybetmeye devam edecek.”
“Rekabet girdabında kürek çekiyoruz”
TPF olarak 5 bin 500’ü aşkın mağaza ile hizmet verdiklerini söyleyen ve Türkiye’de kazandıklarını yine Türkiye’de yatırıma dönüştürdüklerini ifade eden Düzgün, “Biliyoruz ki dünyada ve ülkemizde yaşananlara gelişim noktasından bakmazsak, aldığımız mirasımızı geleceğe taşıyamayız. Rekabet gelişimi artıran bir özelliktir. İçinde bulunduğumuz rekabet ortamı bir taraftan da sektörü zor duruma sürüklüyor. Enerji, lojistik, akaryakıt, ekipman, kira ve işgücü başta olmak üzere artan maliyetler yerli işletmeleri ve üreticileri gün be gün daha fazla zorlamaya başlıyor” dedi. Öte yandan geleceğe bakışın da hızlı bir evrim geçirdiğini anlatan Ömer Düzgün, “Bu tarihi süreçte olumsuzluklar da yaşadık. Çoğu gıda maddesinin üretiminde düşüş yaşandı. Rekabetle boğuşurken bizden kaynaklı olmayan fiyat artışı nedeniyle müşterilerimiz ile karşı karşıya kaldık. Bizler zincirin son halkasıyız. Bu durum müşterimizin bize duyduğu güvene zarar veriyor. Maliyetlerin her geçen gün arttığı, karılıkları düştüğü bir rekabet girdabında kürek çekiyoruz” şeklinde konuştu.
Meyve-sebzede vadeye düzenleme sinyali
Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak salgınlardan sonra tarihte hep kıtlık olduğunu hatırlattı. Bu dönem kıtlık yaşanmadığını ama fiyatların yüksek oranda arttığını belirten Uçarmak, “Marketlerin sadece fiyat artışı ile gündeme gelmesi hoş değil. Onlar sadece bir kanal. Geçmişte esnaf işletmeleri ile yerel zincirlerin birbirine girmesine tanık olmuştuk. Şimdi yerel marketler ile organize perakende arasındaki gerilime tanık oluyoruz. Belli bir alanda yoğunlaşma firmalara güç kazandırıyor. Ancak iç ticaret alanı son derece liberal bir anlayış içinde olmalı. Ancak sorun olduğunda da işletmeler devleti yanında görmek ister. Biz bakanlık olarak rekabete yönelik düzenlemeler yapıyoruz. Gündemimizde de yine bu alana yönelik yeni düzenlemeler var” dedi.