Bir arkadaşımın Çemberlitaş’taki minik bir dükkândan alıp bize getirdiği nefis kuru fasulyeyi çok sevip sosyal medyada paylaşmak istiyorum. Çekim yapılırken kızım bana bakmıyor ve ‘kuru’nun suyuna ekmek banıp şamandıra yapıyor. Paylaşım yaptığım zaman da bir okurumun dikkatini çekmiş. “Kızınızda gerçek Konyalı genleri var” diye yazmış.
Genetikbilimciler ne der bilmem ama mümkün. “Kan çekmiş” de derler. Benden görüp öğrenmesi de mümkün tabii. Annesinden görmüş olamaz çünkü Amerikalı eşimin, bütün yalvarmalarıma rağmen et suyuna ekmek banma âdeti yok. Israrım üzerine harika Konya güvecinin ikinci gününde iyice lezzetlenmiş olan suyuna azıcık ekmek attı. Ama ekmeğin suyu emmesini beklemeden ve tersyüz etmeden ağzına götürdü. Bunun adı şamandıra değil aslında, ekmeği ıslatma… Adapazarı’nın ıslak köftesi var tabii ama o ayrı. Neyse, eşime şamandıra olayını ve arkasındaki gastronomi kültürünü anlatmaya çalıştım. Birkaç gün sonra masadaki herkes nefis bir oğlak kol tandırın suyuna tırnak pideyi gömerken o yine tırnak pideyi kuru kuru yiyordu. Ben de artık ‘vermeyince Mabut, neylesin Vedat’ diye düşünüp ısrardan vazgeçtim.