Muğla’da geçen yıl yaşanan yangınlarda yüzlerce hektar zeytinliği küle dönen Türkevleri köylüleri, yetkililer tarafından unutulduklarını söyleyip çözümü arazilerini satmakta buldu.
Muğla’da 29 Temmuz-12 Ağustos 2021 tarihleri arasında Orman Bölge Müdürlüğü’nün rakamlarına göre 45’i orman, 30’u ziraat olmak üzere 75 yangın meydana geldi. Yaklaşık 60 bin hektarlık alanda etkili olan bu yangınlarda 52 bin 20 hektar alan küle döndü.
31 Temmuz 2021’de Milas’taki Beyciler köyünde başlayan yangın ise Fesleğen, Çökertme, Bozalan ve Türkevleri köyleri başta olmak üzere birçok bölgeyi etkiledi. Alevlere geç müdahale edilmesi sonucu binlerce hektarlık alan küle döndü. Yangından en çok etkilenen köylerden biri de Türkevleriydi. Köyde İlçe Tarım Müdürlüğü’nün rakamlarına göre, 500 ila 600 hektar zeytinlik alan küle döndü. Yangının üzerinden geçen bir yılda durum daha da kötüye gitti.
YANGIN GÜNLERİ VE İHMALKARLIK UNUTULMUYOR
2014 yılında yaşadığı yangından 7 yıl sonra yine alevlerle karşılaşan Türkevleri’nde birçok insan halen yangının travmasını atlatamadı. Yangından sonra neler olduğunu ve bir yılın nasıl geçtiğini sorduğumuz yöre halkı, ilk olarak yangınla savaşılan günlerde yaşanan ihmalkârlığı anlatarak sözlerine başlıyor.
Müdahalenin gecikmesi ve alanda yaşanan, “Emir gelmeden su sıkamam” tartışmaları sonucu durumun daha da kötüye gittiğini ifade eden köylüler, birçok yerin bu nedenle kül olduğunu belirtiyor. Türkevleri köylüsünün tek travması yangın da değil. Yanan ağaçların kesilmesi ile birlikte sel tehlikesiyle karşı karşıya kalan köylüler, bunu yetkililere defalarca dile getirdiklerini belirtiyor.
Türkevleri aralık ayında artan yağışlarla birlikte sel ve taşkınla baş başa kaldı. Yaşanan selin ardından köyün deresi ıslah edildi.
‘EKONOMİK KRİZ İLE BİRLİKTE DURUM DAHA DA KÖTÜYE GİTTİ’
Yangından sonra birçok yetkili ve siyasi bölgeye gelmişti. “Ne ihtiyacınız varsa karşılayacağız” söylemlerinin havada kaldığını belirten köylüler, yalnızca gövde gösterisi yapıldığını düşünüyor. Aradan geçen bir yılda kimsenin evleri, tarlaları ve zeytinlikleri, yanan insanları hatırlamadığını söyleyen köylüler, devlet tarafından verilen hibe yardımlarını ise yetersiz buluyor. Köylüler, özellikle zeytinliklerini kaybetmeleri ve üzerine gelen ekonomik kriz ile birlikte durumlarının daha da zorlaştığını dile getiriyor. Zeytinlerini yeniden yetiştirmeye gücü yetmediğini söyleyen birçok köylü ise çözümü arazisini satmakta arıyor.
‘CEHENNEM GİBİYDİ’
Geçen bir yılda yaşananları ve köylünün durumunu konuştuğumuz Türkevleri Muhtarı Ercan Yılmaz da yangın günlerini hatırlatarak sözlerine başlıyor. Yılmaz, “İkinci gün alevler çok çabuk ilerledi. Hem dağdan hem denizden rüzgar esiyordu. Dört tane ev hasar gördü. İkisinin komple üstleri yandı. İkisinin de girişleri yandı. O akşam İçişleri Bakanı geldi. Jandarmaya talimat verdi. İş makinaları geldi. Ama ona gerek kalmadı. Helikopterle sabah söndürüldü. Ancak öğleden sonra tekrar kuvvetli rüzgarla alevlendi. Arıyoruz, gelen yok giden yok. Uçak, helikopter talep edildi ama hemen gelmedi. Sonra yangın aldı başını gitti. İstanbul’dan itfaiye araçları geldi. Evlere üç beş metre kala alevler söndürüldü. Daha sonra yangın santrale doğru gitti. Cehennem gibiydi” diye anlatıyor.