Akademik ligde her yıl gerileyen Boğaziçi Üniversitesi yönetimi “İçki veriliyor” diye Mezunlar Derneği lokalini kapatırken, dünyanın en iyi üniversitelerinde şarap tadım yarışmaları düzenleniyor…
Londra’ya iki saat uzaklıktaki üniversiteler şehri Cambridge’de, adını şehirden alan ünlü üniversitenin 450 yıllık Wordsworth salonunda o akşam tatlı bir heyecan vardı. Birazdan “tatlı parti” başlayacaktı ve çikolatalı brownie’den meyveli keke nefis tatlılar, ananastan William armuduna pahalı meyveler ve sonrasında da butik peynirlerle tam bir ziyafet çekilecekti. Finalde “dürüst ticaret” ile elde edilmiş kahvelere trüf çikolatalar eşlik edecekti. Bunlarla yudumlanacak şaraplar da bir İngiliz aristokratının sofrasını süsleyecek cinstendi: Alzas geç hasat Pinot Gris’lerinden Alba Dolçetto’larına, Portekiz’in Setubal Misket’lerinden okul için özel şişelenmiş tawny porto ve oloroso şeri’lere uzanan seçki, incelikle hazırlanmıştı. Smokinli ve siyah abiye giysili öğrenciler koyu ahşap masaların çevrelerindeki yerlerini aldılar, papyon kravatlı profesörlerinin açılış konuşmasından sonra ağırbaşlı bir edayla kadehlerini tokuşturdular…
Aynı saatlerde Boğaziçi Üniversitesi kampüsünün hemen yanıbaşındaki Mezunlar Derneği BÜMED’in kafeteryasını ise polis ve zabıta ekipleri basıyordu. “Burada yasalara aykırı olarak içki satıyorsunuz” diyen ekipler, işletmecilerin feryatlarına kulaklarını tıkayarak kafeteryanın kapısına mührü vuruverdiler. İşletmeci “Burada yıllardır ruhsatlı olarak içki veriyoruz. Üniversitenin içinde değiliz, üniversitenin isteği üzerine kampüsten buraya girişi de kapattık. Burası tamamen bağımsız bir mekân” dediyse de fayda etmedi. Yakınında dinlenip stres atılacak mekânların bulunmadığı, yukarısındaki Hisarüstü ve aşağısındaki Bebek’e hayli uzak olan üniversitenin yegâne vahası, elden gitti…