Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ayçiçeği maliyetinin önemli derecede arttığı 2022 yılında, alıcı kurumların ayçiçeği alım fiyatını; artan girdi maliyetleri, enflasyon oranı ve üretici kâr marjını dikkate alarak açıklaması gerektiğini, ayçiçeğine bu yıl verilen fiyatın önümüzdeki sezonun ayçiçeği üretimini de etkileyeceğini belirtti.
“Hasadın başlamasıyla birlikte Birlikler tarafından fiyatlar açıklanmaya başlandı. Ancak, Birlikler tarafından açıklanan fiyat, üreticilerimizin beklentilerini karşılamadı. Ayçiçeği üretiminde istikrarın sağlanması ve maliyetleri artan üreticilerimizin yeterli gelir elde edebilmesi için açıklanan fiyatların yeniden gözden geçirilerek artırılması gerekiyor. Ayrıca diğer alım yapan Birliklerin de bir an önce fiyat açıklaması bekleniyor.
Sezon boyunca 2 kattan daha fazla artan diğer girdilerin yanında gübre fiyatları ortalama 4, mazot fiyatları ortalama 3 kat artış gösterdi. Yeni başladığımız hasatta, üreticimizin mağdur olmaması için ayçiçeğinde yıl sonuna kadar yüzde sıfır olarak uygulanan gümrük vergisinin hasat döneminde artırılması gerekiyor. Bugünlerde ithal ettiğimiz ayçiçeği tohumunun tonu yaklaşık 650 dolar (11,70 TL/kg)’dır. Bu fiyat yurt içindeki fiyatları düşürecek ve çiftçilerimiz mağdur olacaktır.
Bu yıl açıklanacak alım fiyatıyla ayçiçeği üreticisinin emeğinin karşılığını alması gerekiyor. İthalatçı ülkelerdeki kriz ve savaş nedeniyle ithalat tehlikeye girmiş, fiyatlar yükselmiş, bu gelişmeler üzerine üreticiler ayçiçeği ekimi için teşvik edilmiş ve üretilen ürünün tamamının üreticiyi mağdur etmeyecek bir şekilde değerlendirileceği yetkililer tarafından ifade edilmişti. Bu nedenle ayçiçeği üreticisi uygun bulduğu alanlara ayçiçeği ekti. Üretimini artıran üreticilerimiz alın terinin karşılığını alarak ödüllendirilmelidir. Ayçiçeğini ve ayçiçek yağını bulamadığımız ve fiyatını kontrol altına alamadığımız dönemleri unutmayalım.”
Ayçiçeğinde yeterlilik oranı çok düşük: Yüzde 62,5
“Ayçiçeği, ülkemiz ekonomisi açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Sıvı yağ tüketimimizin yüzde 76’sı ayçiçeğinden elde ediliyor. Küspesinin içerdiği protein ile de değerli bir yem olarak hayvan beslemesinde kullanılan ayçiçeği, yemeklik yağ dışındaki yağlarla sabun ve boya sanayinde değerlendirilirken; sapları da yakacak olarak kullanılıyor. Sapların yakılmasından sonra oluşan kül, potasyum içerdiği için gübre olarak da değerlendiriliyor.
Ayçiçeği üretimimizin ülke ihtiyacını karşılamada yetersiz kalması nedeniyle söz konusu üretim açığı ithalat yoluyla karşılanıyor. Ülkemiz ayçiçeğinde başlıca ithalatçı ülkeler arasında yer alıyor. Tüketimdeki artış nedeniyle ithalata bağımlılık devam ediyor. İthalatımız geçmiş yıllarda çoğunlukla ayçiçeği yağı şeklinde yapılmaktayken son yıllarda ayçiçeği ithalatı daha fazla yapılıyor.
TÜİK bitkisel ürün denge tablosuna göre, 2020-2021 sezonunda Türkiye’nin ayçiçeğinde yeterlilik oranı yüzde 62,5’tir. Yani ihracat da dâhil, ihtiyacımız olan ayçiçeğinin yüzde 37,5’ini ithalatla karşılıyoruz. 2021 yılında ayçiçeği tohumu yağı ve küspesi dış ticaretinde 942 milyon dolar açık verdik.
Ülkemizde ayçiçeği büyük oranda Trakyabirlik tarafından alınmakla birlikte Karadenizbirlik ve Çukobirlik tarafından alınıyor. Bu birliklerin dışında son yıllarda Tarım Kredi Kooperatifleri ve Konya Şeker de alım yapmaya başladı. Birliklerin alımları ayçiçeği ekim alanlarının artmasında da önemli bir etkendir.
Ekiliş alanlarının artmasıyla birlikte, ayçiçeği üretiminin geçen yıla göre yükselmesi beklenirken, girdi fiyatlarının yüksekliği ile üreticilerimizin maliyeti de arttı.
Ayçiçeği üretimimizin TÜİK 1. Tahminine göre ise geçen yıla oranla yüzde 5,6 artması bekleniyor.
Öte yandan, 2004-2021 yılları arasında ayçiçeği ekim alanı 550 bin hektardan yüzde 63,8 artışla 901 bin hektara yükselirken, bu artış 2019-2021 döneminde yüzde 19,8 oranında oldu.
Ayçiçeği stratejik bir üründür. Ekim alanlarının artırılması gerekir. Fiyat ve alım garantisi, ayçiçeğinde ekim alanlarının artmasındaki önemli etkenlerdir. Ayçiçeği fiyatları üreticinin yeterli gelir elde edeceği seviyede tutulmalıdır. Ayçiçeği Toprak Mahsulleri Ofisi vasıtasıyla devlet müdahale alımı kapsamına alınmalıdır.
Prim, mazot ve gübre desteklerinin artırılarak devam ettirilmesi, üreticilerimizin ayçiçeği üretiminde kalması için uygulanması gereken en önemli fiyat politika aracıdır. Desteklerin en az girdi enflasyonu oranında artırılması gerekiyor.
İthalata harcanan milyarlarca lira, akılcı politikalara dayanan, dişe dokunur desteklerle ayçiçeği üreticilerimize aktarılırsa kısa vadede kendimize yeter hâle geleceğiz. Üreticilerimizin alın terinin karşılığını aldığı bir sezon olması en büyük temennimizdir.”