Osman Müftüoğlu
Ama bilelim ki bu yeni alt varyant şimdiye kadar gördüklerimizden çok farklı. Ne orijinal Vuhan virüsüne, ne de Alfa’ya, Delta’ya, Beta’ya, Mu’ya, Gamma’ya benziyor. Öncekilerden çok farklı bir alt varyant bu. Diğerlerinden çok daha kolay, çok daha hızlı bulaşabilme kabiliyeti var. İşin kötüsü daha önce aşılarınızı tamamlayıp tamamlamadığınızı, hatta hastalığı (COVID-19) geçirip geçirmediğinizi de ciddiye almıyor (!), onu bir şekilde kaptıysanız eğer ondan hastalanmadan kurtulmanız âdeta mucize haline geliyor. Zaten böyle olduğu için de “sürü bağışıklığı” umudu neredeyse hayal olmuş durumda. İşte bu nedenle “korkmayalım, endişe etmeyelim” ama lütfen “riskli alanlarda maskeleri takmayı” sürdürelim. Daha da önemlisi eğer grip ve benzeri bir durumla karşı karşıyaysak muhtemel bir “COVID taşıyıcısı ve yayıcısı” olabileceğimizi dikkate alarak mutlaka ama mutlaka maske takalım ve mümkünse kalabalıklara karışmayalım. Özellikle risk grubundaysak ve son aşımızın üzerinden 4 aydan daha uzun bir süre geçmişse hatırlatma dozu aşılarımızı yaptırmayı unutmayalım.
İYİ BİLGİ
PASLANMAYIN YAŞLANMAYIN
PASLANMAK (oksidasyon) da tıpkı iltihaplanmak (inflamasyon) ve şekerlenmek (glikasyon) gibi “kötü yaşlanma”nın ve “daha sık hastalanma”nın en önemli hazırlayıcılarından biridir. Hareketsiz bir hayat tarzını ısrarla sürdürmek ise paslanmayı hızlandıran yanlış bir hayat tarzı seçimidir. Özellikle salgın ve sonrasında muazzam bir artış gösteren “insülin direnci/obezite/şeker hastalığı/hipertansiyon/kalp damar hastalığı” gibi sağlık sorunlarının ve “uykusuzluk/depresyon” vb. güncel problemlerin de en önemli nedenlerinden biri de yine aynı hatadır, “HAREKETSİZLİK”tir.