Yeni Hal Yasası’na ilişkin farklı detaylar ortaya çıktı. Meclis’in tatile gireceği temmuz ayından önce Meclis gündemine getirilmesi planlanan taslak ile, hallerde âdeta ‘mafya’ diye nitelendirilen yapılanmalara son verilecek.
HALLERDE TEKELCİLİK SONA ERECEK
AK Parti ekonomi kurmayları ile Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlıkları yapılan Hal Yasası taslağında bazı rötuşlar yapıldı. Edinilen bilgilere göre taslak ile hallerde bir kişinin birden fazla işletmesi olmayacak. AK Parti kaynakları “Şu anda bakıyorsunuz, hallerde bir kişi birden fazla işletmesi var. Kardeşi, amcası aile boyu oraları işletiyorlar. Kimseye fırsat da vermiyorlar. Neredeyse bir mafya düzeni kurulmuş. Yeni taslak ile hallerde belli kişilerin kümelenmesine izin verilmeyecek” dedi.
BÜYÜKŞEHİRLERDE ALTERNATİF HALLER!
Büyükşehirlerde yeni alternatif haller kurulacak. İstanbul, Ankara, İzmir veya Bursa gibi illerde belediyelere yeni hal kurulması için hazine arazileri dahil, yeni alanlar verilecek. Bu haller kurulurken belediyelerin üzerindeki yükü hafifletmek için İller Bankası aracılığıyla mali kaynak aktarılacak.
ÜRETİCİYE VERGİ MUAFİYETİ
Taslak ile hallere ilişkin yeni kurallar belirlenirken, tedarik zincirinin kırılmaması için de tedbirler alınması da amaçlanıyor. Doğrudan üretici kooperatiflerine hallerde yer verilecek. İlk taslakta hallerin kapasitesinin yüzde 30’unun üretici birlik ve kooperatiflerine yer ayrılması öngörülüyordu. Bu oranın artabileceği değerlendiriliyor. Zincir marketlerin de artık doğrudan tarladan değil, hallerden mal alması sağlanacak. Hallerdeki üreticilerin ürünlerinin satışında bazı muafiyetler ve teşvikler getirilmesi de gündemde. AK Parti kurmayları, “Mesela KDV alınmayabilir üreticiden. Bu konular çalışılıyor” dedi.
BELEDİYENİN AĞIRLIĞI ARTACAK
Taslak ile hal yönetimleri de yeniden şekillendirilecek. Yönetimlerde belediyelerin ağırlığı artacak. Özellikle belediyelerin denetim yetkisine yönelik yeni adımlar atılacak.
PARSELLERİ BİRLEŞTİRELİM TARIMDA BÜYÜYELİM
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, tarımda, teşvik politikalarının üretim bazlı yapılması gerektiğini söyledi. Tarladan sofraya kadar olan tedarik zincirinin çok iyi irdelenmesi gerektiğine işaret eden Avdagiç “Bazıları çıkıp ‘tarlada 1 lira manavda 10 lira’ diyor. Ürünün tarladan tüketiciye gelene kadar çeşitli aşamaları ve her bir aşamanın maliyeti var. Burada değer zincirinin halkalarını oluşturan bütün kurumların üzerine düşeni yapması lazım. Beklentimiz; Türkiye’nin üretmeyene ve tarlasını kapatana değil, net bir şekilde verimlilik esaslı üretim yapana destek vermesi” dedi. Avdagiç, Türkiye’nin iyi bir gıda ihracatçısı olsa da yıllık 11 milyar dolar civarında bir ithalat gerçekleştirdiğini, bunun makul bir seviyeye çekilmesi gerektiğini ifade etti. Tahıl, bakliyat ve ayçiçeği üretiminin artırılarak Türkiye’nin ihtiyacının karşılanması gerektiğini aktaran Avdagiç “Tarımda gerekli planlamayı yapıp atıl duran alanları hızlıca devreye almamız ve küçük parselleri bütünleştirici bir yaklaşımla ele almamız lazım. Teşviklerin 3-5 dönümden ziyade daha büyük çaplı üretimler için belirlenmesi Türkiye’nin tarımda önünü açacaktır” ifadelerini kullandı.
Kaynak: ekonomi.haber7.com