Şemsa Denizsel
7 Nisan
Galiba sonunda bahar geldi. Hem Ayvalık Perşembe Pazarı hem Burhaniye Pazartesi Pazarı ot kaynıyor. Fakat bazı şeyler hiç ucuz değil. Yabani kuşkonmaz, hani tatlı filiz/izvinya/tilkişen adlarıyla da bilinen, hala demeti 25 lira. O ne yahu? Sonuçta bir avuç yabanda yetişen ot. Evet, az bulunuyor, zor toplanıyor ama yine de yuh yani!
Neyse. Onun dışındaki otlara dalıyorum. Şimdi tam zamanı, sonra yazın bu bolluk olmayacak. Ne kadar keyfini sürsek yanımıza kar. Isırgan, bir de karışık ot alıyorum, böreklik diye satılandan ama ben basma yapacağım. Edremit’te yağlı pide diye bilinenden.
Ne ilginç değil mi? Aralarında sadece 40 km var, ama aynı yemeğe iki ayrı isim veriliyor. Edremitlinin yağlı pide dediğine, Ayvalıklı basma diyor. Zaten otlarda da herkes aynı ota başka bir isim takıyor.
Eve dönüyorum, hemen basma hamuru tutuyorum. 300 gram undan, 300 mililitre su, 6 gr tuz, 1 çimdik karbonat ve 3 gram maya ile. Tabii bolca zeytinyağı da koymayı unutmuyorum, yoksa bu hamur basma hamuru olmaz. Yaklaşık 50 gram kadar. Basma hamurunun pratikliği yoğurmayı gerektirmemesi, alet edevat da şart değil, karıştırıp kenara bırakıveriyorsun. Ortam sıcaklığına göre 1-3 saatte kabarıyor. İşte o arada otları yıkıyorum. Öylece kavurmadan koyacağım. Taze soğanları uzun uzun verevine kesiyorum. Bir de lor olsa tam klasik versiyon olacak ama yok. Bu sefer de o eksik oluversin.
Hamur hazır olunca bakır bir tepsiye iyice çok zeytinyağı döküyorum. Ellerimi o yağ ile ıslatıp hamuru o yağın içine yayıyorum. Ortaya otlar, taze soğanlar. Sonra da kenarlardan, altlardan hamuru çekip uzatıp üstüne kapatıyorum. Gereken yerlere yama. Zaten yağlı cıvık bir hamur, kolay oluyor. Herhangi bir yerinde delik açılırsa, daha kalın bir noktadan alıp deliği kapatmak basit.
Bir diğer püf noktası da fırını ön ısıtma yapmadan atıyorsun içine. 150 dereceye ayarlıyorsun, basmayı içine atıyorsun, 45-55 dakika gibi bir sürede pişiyor, üstü de güzelce kızarıyor. Çıkınca nemli bir bez örtüp biraz beklemek gerekiyor. İşte o bekleme kısmı var ya, bir işkence! Deli gibi kokuyor ama sabretmek lazım. Yoksa fazla hamur oluyor, bir de midene oturuyor.