Gelişmenin başladığı bu dönem özellikle ani yükselen sıcaklıklara dikkat edilmeli ve hazırlık yapılmalıdır.
Sulama ve Gübreleme: Haftada 2 sefer önerdiğimiz sulama saatine göre sulama yapılmalıdır. Düzenli olarak azot
ağırlıklı, fosfor ve potasyum destekli önerilecek gübreler ile haftada 2 sefer gübreleme sürdürülmelidir. Kasım ayında sera içine verilecek hayvan gübresi şimdi alınmalı, açık arazide bekletilmeli ve yanması sağlanmalıdır. Sera içindeki her sulama vanası alanına mutlaka bir sulama saati kurup sulama süresi buna göre ayarlanmalıdır. Sulama saatine göre yapılan sulamalar sera içinde fazla su, az su problemini ortadan kaldıracak, toprakta tuzlanmayı önleyecektir.
Ayrıca su ile birlikte verilen gübrelerin etkili kök bölgesine verilmesini de sağlayacaktır. Kesilen ve temizlenen bitki
artıkları bahçe içinde kalmalıdır. Başlangıç olarak eğer henüz uygulanmamışsa şubat ayında önerilen ERS ve SCD Probio bakteri uygulaması yapılmalıdır.
Dekara, damlama süresince, haftada 1 sefer sulama ile birlikte 1,0 kg 15.5.30 Potas ağırlıklı dengeli, 1,0 kg Zeplin
21 Azot, 0,5 litre Scavenger asit veya Nano S sıvı kükürt ve 0,5 litre Fulvin asit verelim. Ayrıca doğurmamış fidanlar ve yeterince gelişmemiş fidanların çevresine 15 gün ara ile elle 50’şer gram 15.5.30 ve Zeplin 21 Azot karışımı
serpilebilir.
Havalandırma: Alın ve tepe havalandırmasına devam edilmelidir. Meyve ve gövde hastalıklarının olmaması için
sabah saat 11oo de tavanda su damlaları olmayacak şekilde alın ve tepe havalandırması yapılmalıdır. Son yıllarda
yaygınlaşan yaprak hastalıklarına yakalanmamak için sulama ve gübrelemeler mutlaka öğleden önce
tamamlanmalıdır. Havalandırma pencereleri otomatik açılmıyorsa rüzgardan daha az etkilenen güney ve doğu
pencereler gece de açık kalabilir. Her gün açıp kapatılabiliyorsa sabah 10 gibi açılabilir ve saat 17 gibi kapanabilir.
Yaprak veya meyve hastalıkları varsa rüzgarsız günlerde tamamen açık kalabilir. Geçmiş yıllarda sıcak zararı yaşamış seralarda bugünlerde, sera üstleri dıştan, güney ve batı kenarları içten yağmura dayanıklı gölge jeli ile gölgelenebilir.
Sera içine ve sera dışına konulacak 2 adet max-min termometre ile sıcaklık ve nem takibi yapılmalıdır.
Muzda gece ve gündüz sıcaklık ortalaması gölgede 14 dereceyi geçtiği zaman gelişme başlar. Günlük 22 derece ile 31 derece arasında en uygun gelişmeyi gösterir. 34 derece sıcaklıkta strese girmeye başlar. 38 derece sıcaklıkta
hayati faaliyetlerini durdurur, stoma dediğimiz yaprak üzerinde solunum yapan gözeneklerini kapatır, 40 derecede
sıcaklığın ölüme doğru ciddi zarar başlar. Bu nedenle birden bastırabilecek yüksek sıcaklıklara dikkat edilmeli,
sıcaklığın gündüz 34 derecenin üzerine çıkmaması için önlemler alınmalıdır. Sıcaklık kontrolü, nem düzenlemesi ve
kırmızı örümcek yoğunluğunun artmaması için öğle saatlerinde kısa süreli sisleme çalıştırılmasında yarar
bulunmaktadır.
Sıcaklık 35 derecenin üzerine çıkmayacak ve nem % 45’in altına düşmeyecek şekilde gölgeleme ve havalandırma
yapılmalı. Ölçüm yaptığımız termometreler yerden 1,5 metre yüksekte olacak şekilde, 5 litrelik bir bidon kesilerek
içine konulacak. Termometreye su ve güneş değmeyecek şekilde, kuzey doğuya bakacak ve bidonun ortasında
sallanacak şekilde konulmalı. Sıcaklığın 35 dereceye yaklaştığı öğle saatlerinde yaklaşık 30 dakika yağmurlamalar
çalıştırılıp, ortam sıcaklığı düşecek ve nemlenecek.
Bakım; Sürekli verim uygulanacak bahçelerde fidanların toprak üstü gövde kalınlığı 30 cm çapı bulana kadar çıkan
bütün fidanlar temizlenmeli, 30 cm gövde kalınlığına geldikten sonra dikim yönündeki uygun yanak fidanı
bırakılmalıdır. Kesme fidan uygulaması yapılacak ise Nisan ortasında dikim yönündeki uygun yanak fidanı tek olarak bırakılacak, diğer fidanlar tamamen temizlenecektir. Yeni dikim yapılmış bahçelerde; Yeşil kurt kelebekleri için ışık tuzağı asılması yararlı olacaktır.
Mücadele; Ot mücadelesi yapılırken tulumbaya 200 gram glyphosate, 10 gram Mostar yaprak biti için ve 10 gram
emarebeno kurt ilacı eklenerek atılacak ve atıldığı gece bütün pencereler açık kalmalı.
Geçtiğimiz sonbaharda nematod sorunu yaşamış olan bahçelerde bu ay ortasında nematod mücadelesi
yapılmalıdır.
Sulama Saati; Muzun bütün dönemlerinde önemli olan sulama süresince verilmesi gereken kimyasal gübrelerin ve
suyun etkili kök derinliğinde kalması gereklidir. Çoğu üretici sulama sonrası sulama suyunun ve gübrelerin ne kadar derine indiğini bilemez. Geçirgen topraklarda gübreler yıkanır, geçirgen olmayan topraklarda ise etkili kök derinliğine inmez. Muz için ortalama 50 cm olan etkili kök derinliğine inmek için sulama saati dediğimiz düzeneğe ihtiyaç bulunmaktadır. Her sulama alanı içinde uygun bir yere yapılacak basit bir sulama saati düzeni, sulama aralığı ve sulama süresini belirlemede bahçe sahiplerine yol gösterecektir.
İki bitki arasındaki bölgeye, iki damlama hortumunun, ikişerden dört memesini üzerinde tutacak şekilde, 50*50
cm. boyutlarında ve toprak yapısına göre 40-50 cm. derinlikte bir çukur açılır. Çukur tabanına plastik bir örtü serilir.
Örtü üzerine 60 cm. uzunlukta, 10-15 cm. çapında, alt yüzeyi tırtıklı, plastik bir boru, taban yüzeyin ortasına gelecek şekilde yerleştirilir.
Boru dışında kalan taban yüzeye, yaklaşık 5 cm. kalınlıkta, ince dere kumu, bir tabaka halinde yerleştirilir. Dere
kumu üzerine de, açılan çukurdan çıkan toprak geri doldurularak, normal şekilde sıkıştırılır. Borudan 10-15 cm. uzakta kalacak şekilde hortumlar tekrar yerine yerleştirilir. Sulama başladıktan sonra borunun içi gözlenir ve boru tabanında su gözüktüğü zaman sulama tamamlanmış sayılır ve vana kapatılır.
Bu şekilde yapılacak bir sulama ile yazın 2 gün aralıklarla, ilkbaharda ve sonbaharda 3 gün ve kışın ise 1 hafta
aralıklarla her zaman sorunsuz sulama yapılabilir. Bu sulama yöntemi suyun az olduğu veya kumsal topraklarda su kaybını azaltması ve bitki besin elementlerinin yıkanmamasını sağlaması yönünden çok önemlidir. İsrail’de muz bahçeleri genellikle yağmurlama ve damlama yöntemiyle sulanmaktadır. Damlama yönteminin bir avantajı da kimyevi gübrelerin bu yöntemle birlikte verilebilmesidir.
Muz Yetiştiriciliği Kitabı – Ziraat Yüksek Mühendisi
Bünyamin Kozak tarafından yazılan Muz Yetiştiriciliği
kitabı genişletilmiş 4. baskıda A’dan Z’ye muz üretimi ile
ilgili bütün konular ayrıntılı bir şekilde incelendi. 200’e
yakın yerli ve yabancı kaynağın kullanıldığı yayın
üreticinin de anlayacağı akıcı bir dilde hazırlandı. 17×24
cm boyutlarında, dikişli cilt, bütün sayfaları tam renkli,
808 sayfa, 1600 gram ağırlıkta, 1764 fotoğrafla
desteklenmiş.
Kitapta, Muzun tarihçesi, Türkiye’ye girişi, Dünya ve Türkiye ekonomisindeki yeri, muzun bitkisel özellikleri, yetiştirme ortamı, gübreleme, sera özellikleri, yetiştirme teknikleri, hastalık-zararlılar ve mücadelesi, hasat,
işleme, depolama, olgunlaştırma ve pazarlama, yetiştirici sorunları ve çözüm önerileri, muzun besleyiciliği, yemek
ve tatlı çeşitlerinde kullanımı gibi konular anlatılıyor. Kitabı www.muz.com.tr ve www.hepsiburada.com adreslerinden temin edebilirsiniz.
Değerli dostum Ziraat Yüksek Mühendisi Bünyamin Kozak’ın Muz Yetiştiriciliği kitabının 4.baskısı çıkmış. Harika bir
çalışma, muzla uzaktan yakından ilgisi olan, hatta tüketicilerin bile çok yaralanabileceği güzel bir eser. Harika bir çalışma diyorum çünkü, 14 x 21 cm boyutlarında 808 sayfalık bu eşsiz eserin yazımından, yaklaşık 1800 adet fotoğrafına ve grafik tasarımına kadar hepsi kitabın yazarı Bünyamin Kozak’a ait. Bunları yaparken de yaklaşık 300 kaynağı elden geçirmiş.
20 yıl gazetecilik, 30 yıl da tarımsal yayıncılık yaptım. Yüzlerce sayı dergi çıkarttım, yüze yakın tarımsal kitap yayınladım. Yine yüzlerce de kitap inceledim. Bir kitabın A’dan Z’ye tüm işlerini yapan bir yazara ilk defa rastladım. Hani derler ya dört dörtlük adam. Sayın Kozak için bu ifade bile az.
1994 yılında Anamur’a tayin olunca hiç kimsenin ilgilenmediği muz konusunda çalışmaya başlayan ve bir tropik bitki olan muz üretiminin ülkemizde gelişmesine ve Türkiye’nin muz tüketiminin büyük bölümünün yeri üretimle karşılanmasına çok büyük katkı sağlayan Bünyamin Kozak her türlü övgüye ve ödüle layık bir kişi. Dilerim Tarım Bakanlığı ve konuyla ilgili diğer kurumlar/kuruluşlar bunu takdir ederler.
Kitabın içeriğine gelince kısaca söylemek gerekirse; diğer baskılarında olduğu gibi Muz Yetiştiriciliği kitabının dördüncü baskısında da; Muzun tarihçesi, Türkiye’ye girişi, Dünya ve Türkiye ekonomisindeki yeri, muzun bitkisel özellikleri, yetiştirme ortamı, gübreleme, sera özellikleri, yetiştirme teknikleri, hastalık zararlıları ve mücadelesi, yetiştiricinin sorunları ve çözüm önerileri, muzun besleyiciliği, yemek ve tatlı çeşitlerinde kullanımı gibi konular 2000’e yakın fotoğrafın eşliğinde herkesin anlayabileceği bir üslupla anlatılıyor.
Eline diline sağlık sevgili dostum. Kitap için muz.com.tr internet adresini tıklayabilirsiniz.
Seyfettin BATAL
Hasad Dergisi Sahibi ve Genel Yayın Yönetmen