İrfan Yalın
Amerika’nın keşfinden çok kısa bir süre sonra tüm dünyaya yayılan “biber” hem zengin hem de fakir sofralarda baş tacı edilmiş, lezzetin çeşnisi olmuş.
Uzunca bir süredir hazırlamaya çalıştığım çikolatanın tarihi konusunu yanı başımızda savaşın yaşandığı, yüz binlerce insanın evlerini terk ettiği ya da ölüm tehlikesi içinde olduğu, kıtlığın ölümlerle kol kola gezdiği bugünlerde paylaşmayı uygun bulmadım. Ne dersiniz bilmiyorum ama çikolata gibi tatlı ve egzotik konunun yerine acı biberi yazmanın bugünün ruh haline daha uygun olduğunu düşünüyorum. Üstelik biberler de çikolata gibi Kristof Kolomb sonrasında yeni dünyadan tüm kültürlere geçmiş, yediden yetmişe herkesi etkilemiş bir renk ve lezzetler bütünü!
Acı biber deyip geçmeyin, bu konu ardında çok geniş bir külliyat barındırıyor. Acı biber damak tadımıza kattığı lezzetin yanı sıra bilimsel araştırmalara ve edebi eserlere her zaman konu olmuş, olmakta da! Belki de bu yüzden, dünyanın en yaygın kullanılan baharatı olmasının yanında bir yandan egzotik renkleri, bir yandan da birbirinden değişik acı – tatlı tipleriyle günlük yaşam çeşnilerimizden biri olarak sofralarımıza değer katmakta.
Acı biberin tarihi konusunda okuduğum metinlerde orijin olarak Kuzey Amazon havzasından dağıldığı, MÖ 7500 civarında Güney Amerika’nın çok yerinde, özellikle Meksika’da, Peru’da ve Guatemala’da yabani bir ürün olarak yetiştiği yazılıyor. Dolayısıyla doğal coğrafi yayılımla Orta – Güney Amerika bandında Batı Hint Adaları ve ABD’nin en güney eyaletlerini de içine alacak şekilde yabani olarak boy veriyor ya da yetiştiriliyormuş. Bu görüşü destekleyecek şekilde geçtiğimiz yıllarda yapılan arkeolojik araştırmalarda Peru ve Bolivya’da, muhtemelen 5000 – 6000 yıl önce, farklı biber çeşitlerinin yetiştiği, Peru yerli halkının acı biberi MÖ 3000 civarında evcilleştirdiğine dair kanıtlar bulunmuş. Recoto, Locoto ve Ekvador’da da çok yakın zamanlarda ortaya çıkarılan aynı dönemlere ait kullanılmış pişirme kaplarında ve öğütme taşlarında farklı biber cinslerinin nişasta tanelerini tanımlamaları, hatta bazı mikrofosiller bulmaları tropikal Amerikan yerel mutfağındaki en eski biber kanıtları olarak oluşturulan savları desteklemekteymiş. İlginç olan şu ki, bu bölge günümüzde de dünyadaki en fazla yabani bibere sahip olma özelliği taşımaktaymış!