Uğur Gürses
“En büyük riskleri alıp yurttaşlarının geleceğine zimmetlemiş bir yönetimin, ileride bunu ödeteceği yurttaşlarına ‘daha fazla risk almayın’ demesi, kara mizah değilse ne?”
Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasıyla ‘Türkiye Ekonomi Modeli’ çöktü. Çöktü çünkü varsayımlara dayanan, hiçbir çerçevesi olmayan uydurulmuş bir ‘olsa olsa’ modeli idi.
Aralık sonuna doğru, o çok güvenle yürürlüğe konulan model ‘duvara’ tosladığında, yüklü döviz satışıyla (bir ayda 20 milyar dolar) TL’nin değer kaybı biraz frenlenmiş, ilaveten ülke Hazinesi ‘kur ruletine’ yatırılarak kur garantili yeni bir mekanizma sunulmuştu. Bu, kendi yurttaşının parasına güven sağlamayı değil, tersine ‘treni kaçıranlarına’ dolarizasyon havucu sunmak idi.
TL faizini enflasyonun üçte birinde tutup, bireylere ve şirketlere sunulan ilave ‘tatlandırıcılarla’ sözüm ona döviz almaları engelleniyordu.
Varsayımla bezenen amaç şuydu; bireylerin açacağı bu hesaplarla mart sonuna, şirketlerin açacağı hesaplarla ağustos sonuna kadar ‘siyaseten nefes almak’.
‘Model’ denilen ise şuydu: Yaz aylarında turist gelecek, turistler döviz getirecek, döviz bollanacak, cari denge hafifleyecek, ihracat da artarsa kur baskısı azalacak, kur baskısı azalınca enflasyon düşecekti. Böylece ‘model’ başarıya ulaşacaktı. Ama zinhar TL’nin koruma kalkanı faize ellenmeyecekti. Vatandaş da enflasyon yangınına terk edilecekti.