Türkiye’deki yerli sığır ırkları yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. 2000’de yüzde 39.2 olan yerli ırk sığır oranı yüzde 8.9’a kadar düştü. İthal edilen kültür ırkı sığırlar ise Türkiye’nin şartlarına uyum sağlamada sorun yaşıyorlar ve binlercesi hastalık nedeniyle ölüyor.
Kırmızı et ve sütün yüzde 90’unu karşılayan büyükbaş hayvan içindeki yerli sığır oranı her yıl azalıyor.
2000’de büyükbaş hayvanların yüzde 40’a yakını yerli sığır iken bugün sadece yüzde 8.9’u yerli ırk büyükbaş hayvanlardan oluşuyor.
İthal edilen büyükbaş hayvanlar ülkemiz coğrafi koşullarına uyum sağlayamadığı için hastalıktan ölüyor.
Sayıştay, yerli sığır ırkları ile uygun kültür ırkı sığırlar arasında melezleme çalışması yapılmasını önerdi. Tigem’e bağlı Karacabey tesislerinde yürütülen melezleme çalışması elde edilen Karacabey Mantofonu’nun yeniden gündeme getirilmesi istendi.
YÜZDE 39,2DEN 8,9’A DÜŞTÜ
Sayıştay’ın TİGEM’e ilişkin hazırladığı denetim raporunda, yerli sığır sorununa dikkat çekildi.
Raporda, büyükbaş hayvancılıkla ilgili şu değerlendirme yapıldı:
“Ülkemizde 2000’de 10,8 milyon olan sığır varlığı 2019 sonu itibariyle 17,7 milyona yükselmiştir. 2000’de toplam sığır varlığının yüzde 16,7’sini oluşturan saf kültür ırkının oranı 2019’da yüzde 48,4’e yükselirken, aynı dönemde kültür melezi olan sığırların oranı yüzde 44,1’den yüzde 42,7’ye; yerli ırk olan sığırların oranı ise yüzde 39,2’den yüzde 8,9’a düşmüştür.”
“Uzun yıllardır bu coğrafyada yaşayan ve bölgenin gerek iklim gerekse hastalıklarına karşı direnç geliştirmiş olan yerli sığır ırkları yok olma tehlikesi ile yüz yüze kalmıştır” denilen raporda, “Genellikle hastalıktan ari ülkelerden ithal edilen kültür ırkı sığırların Türkiye’nin coğrafi şartlarına ve mevcut hastalıklara karşı dayanıklılık gösterememesi, hayvanlarda adaptasyon sorununun oluşmasına, verim azalışlarına, buzağı kayıplarına ve yüksek maliyetli bir yetiştiricilik yapılmasına neden olmaktadır” ifadelerine yer verildi.