İrfan Donat
Türkiye’de suyun dörtte üçü tarımsal sulamada kullanılıyor. Tarımda kullanılan suyun da ancak dörtte biri doğru şekilde toprakla buluşuyor. Geri kalanın önemli bir kısmı maalesef kaynak israfı ve kayba dönüşüyor.
Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını artık hepimiz ezberlemiş durumdayız. Hatta her geçen gün su fakirliğine doğru ilerlediğimizi de adımız gibi biliyoruz. Ama her geçen gün artan risklere karşın, kaynaklarımızı hâlâ su zenginiymişiz gibi hoyratça harcamaya da devam ediyoruz.
Bunu biz değil veriler söylüyor.
Tarım ve Orman Bakanlığına göre, Türkiye’de kişi başına düşen yıllık su miktarı 1.340 metreküp ve 2040 yılında bu miktarın yüzde 17 azalarak 1.116 metreküpe düşmesi öngörülüyor. Küresel iklim değişikliği ve yanlış politikalar sonucu söz konusu miktarın 1.000 metreküp ve altına gerileme olasılığı oldukça yüksek. Bu durum, Türkiye’yi öngörülenden çok daha kısa süre içerisinde “su fakiri” ülkeler kategorisine sokabilir.
Ülkeler, su varlığına göre sınıflandırıldığında; yılda kişi başına düşen ortalama kullanılabilir su miktarı 1.000 metreküpten az olanlar “su fakiri”, 2.000 metreküpten az olanlar “su azlığı/kıtlığı çeken” ve 8.000-10.000 metreküpten fazla olan ülkeler ise “su zengini” olarak kabul ediliyor.
Orta ve uzun vadede su kaynakları üzerinde çok ciddi baskı ve riskler bizi bekliyor. Hali hazırda geçen yıldan bu yana yaşadığımız şiddetli kuraklık halen etkisini sürdürüyor ve su konusundaki hassasiyet daha da artmış durumda.
İşte böyle bir ortamda geçen hafta tamamlanan 1. Su Şurası sonrası 28 maddelik bir eylem planı açıklandı. Şuranın sonuç bildirgesindeki detaylara geçmeden önce Türkiye’nin tarımda kullandığı suyun karnesine bakmakta fayda var.
Türkiye’de su kaynaklarının kullanımında tarımın payı yüzde 77. Geri kalan yüzde 23’lük oran ise içme-kullanma ve sanayi suyu olarak gözüküyor.
Türkiye’nin 23,1 milyon hektar tarım arazisi olmasına karşın ekonomik olarak sulanabilir kısmı 8.5 milyon hektar. An itibariyle bunun da ancak 6.7 milyon hektarını sulayabilir durumdayız.
Karnemiz zayıf
Peki, sulanan tarım alanlarının ne kadarını doğru ve etkin bir biçimde su ile buluşturuyoruz?
İşte burada karne zayıf…
6.7 milyon hektarlık sulanan tarım arazilerinin maalesef yüzde 70-75’i vahşi sulama olarak da adlandırılan salma yöntemle sulanıyor.
Geri kalan yüzde 25-30’luk alanda kullanılan damla ya da yağmurlama gibi basınçlı sulama sistemleriyle suyun verimli kullanımı çok daha yüksek oranlarda. Örneğin yağmurlamada yüzde 60-70 civarında sudan bir verim alınabilirken, damla sulamada verimlilik yüzde 80-95 aralığında. Salma sulamada bu oran yüzde 25-30’u geçmiyor.