Mustafa KAYMAKÇI
“Köyün insanı, öylesine canlandırılmalı ve bilinçlendirilmelidir ki onu, hiçbir kuvvet kendi çıkarına ve insafsızca istismar edemesin. Köyün sakinlerine köle ve uşak muamelesi yapamasın. Köylüler bedava çalışan iş hayvanı haline gelmesin.”
İsmail Hakkı Tonguç
Köy Enstitülerinin mimarı ve dönemin İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’u 24 Haziran 1960 tarihinde sonsuzluğa uğurlamıştık. Anısına saygıyla…
KÖY ENSTİTÜLERİ NE İDİ?
Cumhuriyet ile birlikte köylülük meselesinin çözümü doğrultusunda uygulamalar, ilk kez Köy Enstitüleri ile gündeme alınmıştı. Daha önce köylülere ancak asker gözüyle bakılıyordu. Türkler askere alınıyor, diğer unsurlar askere alınmayıp zenginleşiyordu. Köy Enstitülerinin kurulduğu 1940’ta 6 yaşın üzerindeki nüfusun yüzde 78’i okur yazar değildi. Köylerde bu oran yüzde 90’dı. Nüfusun ağırlığını kırsal kesim oluşturuyordu ve ekonomide tarımsal üretim egemendi. Özetlemek gerekirse
- Köy Enstitüleri eğitim sistemi, dönemin yapısal özelikleri dikkate alınarak kırsal kesimde aydın, zanaatçı, öğretmen yetiştirmek için kurulmuş bir sistemdi.
- Köy Enstitüleri, toplumun gereksinmesi olan bireyi (kul değil) yetiştirmek için öğrenme-öğretme sürecine etkin katılımı sağlayan demokratik bir süreçti.
- Köy Enstitüleri, köy çocuklarını bilgiyle donatarak geleceğe hazırlayan bir süreçti.
- Gözlem, deney ve uygulamayı iş yoluyla öğrenme-öğretme yoluyla, kuramla uygulamanın bütünleştirildiği bir modeldi.
- Sonuç olarak Köy Enstitüleri, öğrencilerine imece ve işbirliği yöntemi ile toplumun demokratik işleyişinde görev ve sorumluluk vermişti. Mezun öğrencileri Türkiye’nin aydınlanmasında, eğitim ve sağlık sorunlarının çözümünde, örgütlenmede, sanat ve edebiyatta etkin bir şekilde görev almışlar ve katkıda bulunmuşlardır. Sözgelişi 17.321 köy öğretmeni, 1512 sağlık memuru ve ebe ve 8756 eğitmen yetiştirilmişti.
KÖY ENSTİTÜLERİ NİÇİN BİTİRİLDİ?
Köy Enstitüleri programı 1940-1947 arasında uygulandı. 1947 yılında Marshall planıyla, Türkiye’nin, Amerikan emperyalizminin etki alanına sokulmasıyla Köy Enstitüleri programı yavaş yavaş törpülenmeye başlandı. Çünkü Köy Enstitüleri, toprak ağalarını, şeyhleri ve işbirlikçi siyasetçileri ve devlet bürokratlarını tedirgin etmeye başlamıştı.
Bu bağlamda bir anımsatma yapalım: İsmail Hakkı Tonguç’u Reşat Şemsettin Sirer diye biri ziyaretine gelir ve “Siz bu çocukları böyle yetiştirirseniz biz bunları nasıl yönetiriz. Ben bindiğim eşeğin benden akıllı olmasını istemem” der. Bunu diyen kişi, Amerikan etkisi ile Türkiye’ye Milli Eğitim Bakanı olacaktı. (http://www.bolugundem.com/kurulusunun-70-yildonumunde-koy-enstituleri-ii-75495h.htm)
KÖY ENSTİTÜLERİ MODELİNDEN NASIL YARARLANABİLİRİZ?
Köy Enstitüleri modeli çok önemlidir ancak farklı bir dönemin eseri olarak doğru yere konmalıdır. Bugün okullaşmada ve altyapıda başka bir Türkiye var.