Abdurrahman Yıldırım
ABD ve AB’nin yeşil ekonomiye geçiş için trilyon dolarlık bütçe ayırmaları, önceki hafta yapılan G7 Zirvesi’nde Çin’e karşı Yeşil Kuşak ve Yol Projesi’nin benimsenmesi küresel çaptaki çevre dostu büyüme modeline geçileceğinin somut örnekleri.
Dünyayı buna zorlayan da iklim değişikliği. Yer yer son 50 yılın, son 100 yılın en sıcak dönemi yaşanıyor.
İklimdeki değişimin sonuçlarından biri tarımsal üretimde ortaya çıkıyor. Artık su ayak izi fazla oran ürünlerin yetiştirilmesi giderek zorlaşıyor.
-Türkiye’de iklim değişiminden en çok etkilenen coğrafyalardan birinde. Sıcaklık artışı ve kuraklık tarımsal üretimi vuruyor.
-Marmara Denizi’nde ortaya çıkan müsilajda ise evsel, sanayi ve tarımsal atıkların ileri biyoloji arıtma yapılmadan denize akıtılması etkili. Deniz suyundaki sıcaklık artışı bir başka etken.
-Türkiye ise dünyadaki çevreci yeşil ekonomiye geçişte de gecikiyor gibi. Daha Paris İklim Anlaşmasına katılım onaylanmamış. Etkili bir atık yönetimi yapılmıyor. Sadece Marmara değil, kirlilik ülkenin hemen her tarafında.
-Üstelik Türkiye toprakları azot fakiri. Gübre kullanmadan verim alınamıyor. Aşırı azot ve fosfat kullanımı ise suları kirletiyor.
-Bir an önce suyun, tarımsal üretimin, evsel ve sanayi atıklarının etkin bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Bu, hem ülkenin yaşanabilir ve üretiminin sürdürülebilir olması açısından zorunlu, hem de gelecek yıllarda ihracatın devam ettirilebilmesi için.