Burcu Özkaya Günaydın
Doğa fotoğrafçısı ve kuş gözlemcisi Alper Tüydeş, Karacabey’de köylüler, çiftçiler, çobanlardan oluşan Leylek İstihbarat Teşkilatı’nı kurdu.
Alper Tüydeş bir doğa fotoğrafçısı ve kuş gözlemcisi. Biz onu daha çok Âdem Amca ve Yaren Leylek’in hikâyesini ortaya çıkarıp, anlatmasıyla tanıdık. Bursa’nın Karacabey ilçesine bağlı Ulubat Köyü kenarındaki, Türkiye’nin ilk ve tek leylek gölü olan Eskikaraağaç’taki on yıl önce bir dostluk yeşerdi. 15 yıldır her sabah Ulubat Gölü’ne balığa açılan Adem Yılmaz, namı diğer Adem Amca, Yaren Leylek ile de böyle bir sabah da tanıştı.
On yıl önce başlayan Yaren Leylek ve Adem Amca’nın bu dostluğunu Alper Tüydeş ortaya çıkardı. Tüydeş, her sene Adem Amca ve Yaren Leylek’in fotoğraflarını çekiyor. Tüydeş, kuş fotoğraflarının yanı sıra araştırmacılar tarafından ayaklarına halka takılarak göç yolları belirlenmeye çalışılan göçmen kuşlarıyla da yakından ilgili. Ayağında halka olan kuş bulduğu zaman “Dört yapraklı yonca bulmuş gibi seviniyorum” diyor.
BAZEN YILLARCA HABER ALMAYI BEKLİYORLAR
Kuşlara halkalama; göç yolları, kışlama ve üreme alanları, göç takvimi, göç stratejileri aydınlatılması adına veri toplamak amacıyla yapılır. Uzmanların yavru iken leyleklerin yuvasına çıkıp bacaklarına her birinde farklı kodlar taşıyan halkalar takarak, kuşun bilgilerini not edip yuvaya geri bıraktığını belirten Tüydeş, “Kuş uçup göçe kalkınca ölü ya da diri bir daha ondan haber almayı bekliyorlar. Bazen yıllarca…” diye konuşuyor.
LEYLEK İSTİBARAT TEŞKİLATI
Son yıllarda halkalı kuşları da ilgi alanına ekleyen Tüydeş, bölgesinden geçen binlerce leylek sürüsü içinden halkalı olanları buluyor. Tüydeş’in bu işi tek başına yapması oldukça güç; o da kendine bir ekip kurdu. Yaşadığı şehir Bursa’da çobanlarla, köylülerle, çiftçilerle, seyahat edenlerle arasını iyi tutan Tüydeş, irtibatta kaldığı kişilerin bahar döneminde konmuş bir leylek sürüsü görünce kendisine haber verdiğini söylüyor. Tüydeş bu haberleşme ağına “Leylek İstihbarat Teşkilatı” adını vermiş. Teşkilatının nasıl çalıştığını Tüydeş şöyle aktarıyor: “Neredeyse haftada dört ya da beş yerden telefon geliyor. Sosyal medyadan da ulaşıyorlar. Ve istisnasız hepsine gidip sürüleri kontrol ediyorum. Bazı sürüler 15-20 bazıları ise 200’den fazla leyleği barındırıyor. Bazen koca sürüde hiç halkalı olmuyor, bazen de oluyor. Hatta öyle ki, bazen kuşlara yaklaşıp ayağındaki halkayı okumam için beni traktörüne alan bile oluyor. Hepsine minnettarım.”