Koronavirüs, bağışıklık sistemine iade-i itibarda bulundu. Günlük koşuşturmacada sağlığını geri plana atan kent insanı, salgınla birlikte paniğe kapılarak açığı kapatmaya çalıştı. İşte o telaş gıda takviyeleri pazarına nur yağdırdı. Herkes sıkı bir immunizm fanatiği haline gelince Türkiye’de pazarın 2020 büyüklüğü 210 milyon doları buldu.
Koronavirüs salgını, birçoklarına göre bir çağ kırılımı. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre etkisi on yıllar boyu sürecek olan bu başlangıç; sadece toplumsal değil, bireysel olarak da “kapat-aç” tuşu diye nitelendiriliyor. Başka bir deyişle geleceği şekillendiren bu salgın aynı zamanda bir resetleme uygulaması olarak kabul ediliyor. İşte o “başa dönüş”lerden biri de sağlıkta yaşanıyor. Dijitalleşme sağlığı teknolojik anlamda ne kadar ileri taşıyacaksa, salgın da felsefi anlamda o kadar başa döndürecek. Yani insanın önceliği kendi sistemini korumak olacak artık. Şu son bir yıldır dilimizden düşmeyen bağışıklık sistemini, tıptaki adıyla immun sistemi güçlendirmek her sosyo-ekonomik grubun öncelikli hedefi olarak öne çıkıyor. Virüsle birlikte “Ben kendime ne yapmışım” diyen insanoğlu, sıkı bir immunizm taraftarına dönüştü.
Bu akım sağlık endüstrisinde koruyucu sağlık çözümlerinin yıldızını parlattı. Aslında Amerika gibi ülkeler koruyucu sağlık meselesine son 10 yıldır ciddi anlamda yatırım yapıyorlar. Ülkelerin sağlıktaki politikalarına bütçe odaklı baktığımızda iki yaklaşım görüyoruz: Parayı hastalanmadan önce harcayanlar ve hastalandıktan sonra harcayanlar. Birinci gruptakiler sağlık masraflarının hastalık ortaya çıkmadan önce daha düşük olduğunu kabul ediyor. Türkiye gibi ikinci gruptakiler ise vatandaşlarına hastalandıktan sonra sağlık hizmetleri ulaştırmaya odaklı bir sosyal politika benimsiyor. Ancak son yıllarda tüm dünyada kamu, binayı yıkıldıktan sonra ayakta tutmanın daha pahalı sonuçları olduğunu kabul etti. Koruyucu sağlık hizmetleriyle ilgili kamu yatırımları bu nedenle katlanarak artıyor.
Eczanelerde tedarik sıkıntısı yaşandı
Devletler tarafında bu farkındalık oluştu ancak bireylere bakıldığında bu aydınlanma birçoğumuz için koronavirüsle birlikte başladı. “Kalan sağlar”dan olmak için bağışıklık sisteminin istekleri ön plana çıktı. İşte bu noktada ilk vakaların başladığı Şubat 2020’den itibaren tüm ülkelerde vitamin ve gıda takviyeleri paniği yaşadı. Türkiye’de pazar eczaneler üzerinden gittiğinden stoklar tükendi, tedarik sıkıntısı yaşandı. 2020’nin tamamına bakıldığında gıda takviyesi ürünlerde kutu bazlı yüzde 36’lık artış görüldü.