Sürdürülebilirlik kavramını, görselin ve gerçeğin gücünden faydalanarak içinde çözüm barındıran, ilham verici belgesellerle ortaya koyan Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali, 2008 yılından bu yana izleyicisini sorunun bir parçası olmaktan çıkarıp, çözüm sürecine dahil edebilmeyi ve karşılaşılan sorunların kökenini anlatabilmeyi amaçlıyor.
2008 yılından bu yana etki odaklı seçkisiyle izleyiciyi dönüşüm için harekete davet eden Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali, içinden geçtiğimiz olağanüstü dönemde gezegenimizin değişim çağrısına kulak vermek üzere 1-6 Aralık tarihlerinde Surdurulebiliryasam.net’te tüm Türkiye’de izleyicilerle buluşacak. Festivalin açılışı; BM tarafından, kuruluşunun 75. yılında ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın beşinci yılını kutlamak için yapılmış Milletler Birleşince: Acil Zamanlar için Acil Çözümler (Nations United: Urgent Solutions for Urgent Times) filmi ile gerçekleşecek. Festivalin kurucularından Pınar Öncel ve Tuna Özçuhadar ile festival programından “Sürdürülebilir Yaşam”a, hazırlık sürecinden ve festival seçkisinden Türkiye’deki belgesel yapımcılığına uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik.
Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali’nde bu yıl izleyicileri nasıl bir program bekliyor? Size göre öne çıkan yapımlar neler?
2020 seçkisinde 26 adet kısa ve uzun metrajlı belgesel yer alıyor. İzleyicileri komposttan atığa, bisikletin yaşamlarımızda alabileceği rolden mega yangınlara, su, tohum, yazılım vb. müştereklere ve müştereklerin korunmasına, altın madenciliğinin yarattığı tahribattan yaban hayatın onarımına ve yeniden birlikte yaşamayı öğrenmemize, onarıcı tarım ve hayvancılıktan gıda ve tarım sistemleri ile tedarik zincirlerine, toplayıcılık kültüründen biyoçeşitliliğe, biyotaklitten balıkçılığa, sosyal girişimcilikten iklim değişikliği ve göç ilişkisine epeyce zihin açıcı bir içerik bekliyor.
Her sene dünyanın her yerinden belgesellerle, coğrafi ve konu çeşitliliği yaratan, birbirini tamamlayan bir seçki olmasına özen gösteriyoruz. Hangi belgeselleri tavsiye edeceğimiz veya öne çıkartmak isteyeceğimiz sorulduğunda zorlanıyoruz, beraberinde subjektif bir cevap getiriyor ve içimize sinmiyor bazı filmleri öne çıkartmak, diğer belgesellere haksızlık oluyor diye düşünüyoruz.
Bu sene Türkiye’den iki uzun metrajlı belgesel var. Buğday Derneği’nin Zehirsiz Sofralar belgeseli ile Roni Aran Adıbelli ve Adnan Faruk Turan’ın yönetmenliğini yaptığı Toplayıcılar belgeseli. Zehirsiz Sofralar’da tarım zehirleri olarak bilinen pestisitlerin nasıl ortaya çıktığı, zararları, zehirsiz üretimi mümkün kılan üreticilerin deneyimlerini ve zehirsiz gıdaya ulaşmanın yollarını izliyoruz. Toplayıcılar’da ise ekolojik açıdan oldukça zengin bir coğrafya olan Türkiye’nin Bingöl bölgesi ve civarında doğada kendiliğinden yetişen yabani bitki ve mantarların popülasyonuyla birlikte hâlen devam etmekte olan nesilden nesile aktarılan toplayıcılık kültürünü ve biyoçeşitlilik ve mutfak kültürü ile ilişkisini, yöre insanının yaşadığı habitat ile kurduğu ilişkinin hikâyesini izliyoruz.