Mehmet Yaşin
Marulu çok severim. Özellikle de bu aylarda.
Buzdolabının sebzeliğinde soğumuş olan marul yaprağının üstüne limon sıkıp yemenin keyfine doyamam hiç. Manav, aldığım marulun “Yedikule” olduğunu söylese de, doğru olmadığını düşünürüm. Çünkü artık surların dışındaki Yedikule bostanlarının yerinde yeller estiğini biliyorum. Yani bostan gitti, adı kaldı yadigar.
Marulun içine acılı kısır veya mercimek köftesi koyup yemeyi de çok severim. Acıyla ekşinin aşkından doğan muhteşem bir lezzettir damağımı okşayan. Hele acısı sağlam bir çiğ köfteyi, soğuk bir marula sarmalayarak yemenin verdiği hazzı anlatabilmek için kelimeler üstü bir boyuta geçmek gerekir.