Bol keseden açılan paketlerin bedelini halk ödeyecek. Cömert seçim paketleri, borç kıskacındaki ekonomiye ek yük olarak yansıyacak. Bir Hazine yetkilisine göre verilen her kuruş, zam ve vergi artışı ile finanse edilecek.
Halk oylamaları da dahil olmak üzere 16 yıl boyunca 12 kez seçime giren AKP iktidarı, hiçbir seçim öncesinde olmadığı kadar çok sayıda ve çeşitli kesimlere yönelik harcama yapma kararı aldı. Erken seçim tarihinin 24 Haziran olarak belirlenmesinin ardından hükümet askeri personel ücretlerinden yaşlı aylıklarına, emekli ikramiyelerinden ÖTV indirimine kadar kamu harcamalarını artıran ekonomik paketleri peş peşe açıkladı.
Hükümet yıllardır uygulanan devlette taşeron çalıştırma uygulamasına son vererek, 500 bin işçiyi kadroya geçirdi. Her iki bayramda emeklilere biner TL ikramiye verilecek. Seçim sonuna kadar akaryakıt ürünlerini sabitlemek için bu ürünlerden alınan ÖTV indirilecek. Vergi ve prim borcunu ödeyemeyenlere yeniden af çıkarılırken, yurtdışındaki kaynaklarını getirenlere vergi affı geldi. Konut satışlarında, tapu işlemlerinde KDV indirilirken, 65 yaş üstü aylıkları 285 liradan 500 TL’ye çıkarıldı. 19 firmaya 135 milyar lira teşvik paketinin yanı sıra KOBİ’lere ve büyük işletmelere yeniden 34 milyar liralık kredi desteği sağlandı. Hükümet, askeri personele ilave ücret artışı verdi, seçimlerden sonra ise polis, imam ve öğretmenlere ilave ücret artışı vadetti.
Hükümetin seçim paketlerine ekonomistler de iş dünyası da şüpheyle bakıyor. TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan, bozulma eğiliminde olan bütçe açığının ve seçim öncesinde açıklanan paketle bütçeye gelen ilave 24 milyar TL’lik ek yükün mali disiplin konusunda şüphelere neden olduğunu belirtti. Özilhan, “İç tasarruflar yeterli değilken kamu açığının artma eğiliminde olması kaynak ihtiyacını artırıyor. Ekonominin cari açık-bütçe açığı kapanına doğru sürüklendiği düşüncesi TL üzerinde baskı yaratıyor” uyarısında bulundu. Die Welt Türkçe’ye konuşan bir Hazine yetkilisi de “Verilen her kuruş ya zamla ya borçla ya da vergi artışı ile finanse edilecek” diyerek, ekonomik tabloyu şu sözlerle özetledi:
BORCU KİM ÜSTLENECEK?
“Türkiye, ekonomide faiz baskısı ve kurla uğraşmaya başlayacak. Yılbaşından bu yana şirketlerin borcu 50 milyar dolar arttı. Bunlar borçlarını ödeyemezse sıkıntı çekecek. Bu borcu sadece özel sektör ödeyemez. Tüketiciler, devlet, bankalar ve belki de patronlar tarafından paylaşılacak. Mesele bu paylaşımın nasıl yapılacağı ve borcu kimin üstleneceği.”
Hazine eski Müsteşarı ve CHP Milletvekili Faik Öztrak ise kaynakların imar affı örneğinde olduğu gibi bir kerelik, harcamaların ise sürekli olacağına dikkat çekti. “Açılım ve saçılma ciddi boyutlarda olduğu için açığı kapatacak önlemler kaçınılmaz olacaktır” diyen Öztrak, “ÖTV ertelemeleri karşımıza zam şeklinde çıkabilir. Önlem almak zorundalar. Bunlar vergi artışı ya da zam olarak önümüze gelecek” dedi.
YENİ İFLASLAR GELECEK
Ekonomist Prof. Dr. Oğuz Oyan, “Krize doğru adım atmış bir ülke olarak hükümetin bütçe harcamalarını kontrol altına alması gereken bir süreçte alışılmışın ötesinde seçim ekonomisi uyguladığına dikkat çekti. Oyan, “Seçim ekonomisinin çok ciddi maliyetleri olacak. Verilen teşviklerin fazlasıyla geri alınacağı sınırlamalar gündeme gelebilir. TL değer kaybı enflasyona kuvvetli yansıyacak. Bütün bu ekonomik bozulmalar yeni iflaslar getirecek. Şirketlerde önemli daralmalar işsizlik artışına yol açabilir. Kamu, maaş zammında cömert olmaz” dedi. Gelir dağılımının hızla bozulduğu bir sürecin sonunda maliyetin topluma yükleneceğini belirten Oyan, “Buna 2019 yerel seçimlerine yönelik seçim ekonomisi de eklenirse, ülkeyi zor günler bekliyor” dedi.
www.sozcu.com.tr