Köy Enstitü-leri’nin dün doğum günüydü. Aradan bin yıl geçse de asla unutulmayacaklar.
Kapatıldıkları ya da kaçan balık büyük olduğu için değil, farklılıklarıyla efsane oldukları için.
O bir ekoldü!
Sorun üreten değil, çözüm üreten; ülkenin en ücra köşelerine gitmekten kaçan değil, koşan; öğretmenliği iş olsun diye değil, ideali olduğu için yapan; vatan ve millet sevdası her şeyin önünde gelen; sanatla, edebiyatla, sporla yoğrulmuş nesiller yetiştiriyordu.
Eğer o anlayış hâlâ devam ediyor olsaydı, bugün bambaşka bir Türkiye olurdu!
Peki o zaman, bir anda niye kapatıldılar ve daha da önemlisi kim kapattı, kim son noktayı koydu, dünyanın hemen her yerinde bu model baş tacı edilirken, biz niye hâlâ sadece konuşuyoruz?..
Yerinde eğitim!
Köy Enstitüleri, eğitimde fırsat eşitsizliğini ortadan kaldıran, herkese ilgi ve yetenekleri doğrultusunda üretkenliği esas alan bize özgü bir eğitim sistemiydi.
İnönü’nün direktifiyle, Hasan Ali Yücel’in bakanlığı döneminde, İsmail Hakkı Tonguç’un önderliğinde kuruldu.
Yine CHP döneminde, Şemsettin Sirer zamanında, önce öğretmen okullarına dönüştü, sonra da 27 Ocak 1954’te Demokrat Parti döneminde de hepten kapatıldı.
Köy Enstitüleri’nde
bin 308’i kadın, 17 bin 251 köy öğretmeni yetişti
ama yetmedi!
Oysa o bir Cumhuriyet projesiydi ve Cumhuriyeti ayakta tutacak gençleri
o yetiştirecekti.
Köy Enstitüleri’ni arka bahçe yapanlara da sorgusuz sualsiz kaldıranlara da
yuh olsun!..
makalenn devamını okumak için linke tıklayın
http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/abbas-guclu/koy-enstituleri-ni-kim-niye-2650185/