Ülkemizdeki çeltik üretiminin yüzde 70’ini Marmara Bölgesi gerçekleştiriyor. Hamzadere Havzası (Keşan, İpsala ve Enez) çeltik üretiminde merkezi konuma sahip. Havzadaki üreticiler geleceğe umutla bakıyor.
Ali Dubacı İpsala’da 5 bin dekar çeltik üretimi yapan bir çiftçi.Diyor ki, “Yörede lazer tesfiye araç-gereçlerini kullanan ilk işletmeyiz”. Bilmeyenlere bu söz bir şey söylemeyebilir. Eğer çeltik tarlalarından verimi yüksek ürün almak istiyorsanız, tavalarında su yüksekliğinin dengeli olması gerekiyor. O nedenle tavaların ön hazırlıklarını yapmak çok önemli. Lazer işlemi, tavaların su dengesini ayarlayan tesfiye yapılması.
Dubacı, üretime teknoloji katkısını açıklamak için “Yöremizde kurutma işlemlerinde de uygulama alanında da öncülük ettik” diye ekliyor.
Stoklanabilir ürünlerde “depo” çok önemli altyapılardan biri. Dubacı, “Depoculukta geç kalındı, lisanslısı, lisansızı” diyor; “‘Şimdi depoculukta güzel bir yere gelmeye başladık” diye sevincini paylaşıyor.
Toprak analizi konusunda Edirne’deki kamu kuruluşları ve Ticaret Borsaları çiftçinin yanında yer alıyor. Teknik imkanlarla belli bir yere gelindiğini ; analize dayalı gübre ve diğer girdilerin verilmesinin önemli kaynak tasarrufu yarattığının altını çiziyor İpsala Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Girgin.
Birim alanda ulaşılan “verimlilik düzeyi” önemli. Dubacı, beş yıl önce yerli çeşitler, Osmancık ağırlıklı ekim yapıldığını, birim alana verimin 600 kg düzeyinden bugün 800 kg üzerine çıktığını belirtiyor.
Yörenin bir başka büyük çeltik üreticisi olan Necmi Sezer’e yöneliyoruz. Verimlilikte dünya genelinde nerede olduğumuzu soruyoruz. Sezer diyor ki, “ Kaymakamımız Çin’e gitmiş. Hektar başına 13.5 ton, yani dekara bin 300 kg düzeyini aşan bir verimden söz ediyor. Biz de yeni çeşitler deniyoruz; İtalya’dan temin edilen Rolando, Cameo ve Luna gibi…Yerli çeşitlerimizi de kullanarak verimi artırmayı sürdürüyoruz. Sezer üretimin bir başka boyutuna değiniyor: “Finansal darboğazlar mutlaka aşılmalı…” diyor. Sezer’in analizlere göre gübrenin tam zamanında verilmesi için, çiftçinin parasal sorununun çözülmesi önemli. Ipsala’da büyük ölçekli çeltik üretimi yapanlar, teknolojik donanım olarak dünya genelinde en ileri düzeyde olanlarla aynı araç-gereçleri kullandıklarını da ileri sürüyor.
Ne kazanıyorlar?
Dubacı ve Sezer eli taşın altında olan iki çeltik üreticisi…Gübre fiyatının bin 100 TL/ton.; amonyum sülfat gübrenin 700 TL/ton, 18/46 diye nitelenen gübrenin bin 650 TL/ton fiyatla temin edildiğini anlatıyorlar. Toprağa atmak zorunda oldukları boxstar ilacın 200 gr/dönüm gerekli olduğunu söyledikten sonra, “Ekim yaptığımız arazinin önemli bir bölümü kiralık. Kira,işçilik, gübre, ilaç, mazot ve diğerlerini birlikte hesaplarsak dönüme bin 100, bin 200 TL harcama yapıyoruz. Ciddi bir işletme sermayesi gerekiyor. Bu parayı elde nakit olarak tutmak kolay değil” diye ekliyorlar.
Bu yıl 2 bin TL/ton fiyatına satış yapılmış. Dönüm başına ortalama 700 ton verim hesaplanırsa, satış geliriniz dönüm başına bin 400 TL olur. Kiralık arazide çiftçinin dönüm başına kazancı taş çatlasa 200 TL/dönüm. Kendi arazisini işleyenlenler kira gideri kadar bir gelir eklemesi yapabilir.
Hamzadere Havzası’nın bu önemli çiftçilerinin hayatlarından memnun olup olmadıklarını da öğrenmek istiyoruz. Ali Dubacı, “Elime imkan geçse arazi ölçeğini büyütürüm. Mekanizasyonda eksiklerim varsa tamamlardım” diyor. Necmi Sezer, “Ben toprak satın alırdım” diyor ve ekliyor, “Toprak varsa teknik donanımını size aldırır. ABD ve İtalya’ da ne varsa şimdi onu bizim tarlalara uygulamamız mümkün”. Keşan Ticaret Borsası Başkanı Yusuf Yörük, çeltik üretiminde “sertifikalı tohum” ve yerli yabancı çeşitlerde olumlu gelişmeler olduğunu söylüyor. İpsala Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Girgin, kalitesiz pirinç ithalatının, kaliteli pirinçle karıştırılarak “pirinç tağşişi” yapılmasının, tüketiciye zarar verilmesine yol açtığının altını çiziyor. İthalatın kalite- odaklı olması ve kalitesiz pirinçlere gümrüklerde yüksek vergi konmasını ve sürekli izlenmesini istiyor. Bu konuda toplumun ilgili kesimlerinin duyarlı olmaları çağrısını yapıyor.
Ülkemizde üreticinin çok küçük ölçekli topraklarda üretim yapmasının kayıpları üzerinde de duruyoruz. Deneyimli çeltik üreticilerine işletme ölçeği konusunda ne düşündüklerini de soruyor ve yanıtlarını alıyoruz:
• Çeltik üretimde 500 dönümden küçük işletmelerde verimlilik düşebilir.
• Traktör, lazer araçları, depolar için yatırım ile toprak büyüklüğü dengeli olmalı.
• 500 dönüm için 2 traktör, 1 lazer aracı, pulluk, tırmık, serpme ve gübreleme donanımları için 500 bin TL gerekiyor.
• Tohum çeşidinden fiyat istikrarına kadar ülkemizde “belirsizlik” çiftçinin de en önemli sorunu.
• Randıman 58-62 arasında değişiyor; yüzde 65’lerin üstüne çıkarılabilir.
• Bugünün imkanları ile araştırma yapılıyor, ama sürekliliğinin korunması lazım.
• Danya standartlarında çiftçi örgütlenmesi çeltik üreticileri için de geçerli.
• Gümrük konusundaki hassasiyetler ve ürün kalitesi önemli.
“Pirinç tasın kırılmasın!”
Ülkemizin değişik yörelerinde çeltik üretimi yapılıyor. Bölgesel bir bakışla Marmara’nın payı yüzde 70’e yakın. Karadeniz’in payı yüzde 26. İç Anadolu yüzde 2,5 paya sahip. Diğer bölgelerin ise yüzde 2’nin altında payı var. Dağılım çeltik üretiminin kalbinin Marmara Bölgesi, özellikle de Edirne’ nin güneyindeki ilçeler olduğunu kanıtlıyor: Uzunköprü, İpsala, Enez ve Keşan. Dünya üretimini Prof. Dr. M.Hikmet Boyacıoğlu’ nun uzun zamandır güncelleştirerek paylaştığı rakamlardan izliyorum. Boyacıoğlu’nun son rakamları dünya pirinç üretiminin 484 milyon ton olduğunu söylüyor. Hamzadere Havzası’nda olumlu gelişmeler var: Hamzadere Barajı Meriç’ten pompalanan sularla dolduruldu. Yörede sulama alt yapısının hızla tamamlanması gerekiyor. Ayrıca “sulama yönetimi” konusu “dijital teknoloji potansiyelleri” dikkate alınarak yeniden ele alınmalı, “yol haritası”’ mutlaka hazırlanmalı. Lisanslı ve lisansız depolamadaki gelişmelerle birlikte “finansman yönetimi” de sürdürebilir bir gelişmenin gerek şartı. “Çiftçi örgütlenmesi” ise gelişmenin amentüsüdür; mutlaka ele alınmalıdır.
Toprakların dinlendirilmesi ve zenginleştirilmesi,özellikle küçük ölçekli çeltik üretimi yapanların sorunlarına farklı çözümler getirilmesi gerekiyor. Tohum konusunun rekabet edebilirlik açısından ele alınması, yerli ve dışardan gelen çeşitler konusunda bir ortak değerler, ortak irade, ortak proje ve ortak kurumlar oluşturulması gerekiyor. Sorunu ciddiyetle ele almalıyız, strateji belirlemeli ve bir plana bağlamalıyız. İşleyen kurumlarla sürekli ilerleme sağlamalı, ödünsüz gözetim ve denetimle geleceği yaratmalıyız. Kalitesiz pirinç ithalatı tüketiciyi aldatma aracı olmaktan çıkarmalıyız.
Çin’de “Pirinç tasın kırılsın” bedduası, bizde “Ekmeğinden olasın” bedduasına eş değer… Pirinç tasımız büyüsün, dolup taşsın, üretici kazansın, yurttaş sağlıklı beslensin istiyorsak, çeltik üretimini bir milli mesele olarak ele almalı ve fikr-i takibini yapmalıyız.
Dünyanın neresindeyiz?
– ABD’de tohum çeşitleri sınırlı.Bizim ülkemizde çeşit sayısı çok fazla. 150 kadar çeşit var. Çeşit konusunda bir strateji çerçevesinde çabalar yoğunlaştırılmalı.
– Tarım ve hayvancılıkta bildiklerimizi unutup yeniden tarım ve hayvancılık politikası tasarlamalıyız.
– Planlı üretim modeline geçmeliyiz.Bir plan dahilinde tarım ve hayvancılığı geliştirmeliyiz.
– Plan dışında kalan desteklerden yararlanmamalı.
– Finansman modeline ihtiyaç giderek daha artıyor.
– Toprak sıkıntıları var. Aşırı kimyasal kullanımı sıkıntılar yaratıyor.
– İlaç gübreleme ve girdi kullanımı bilinci önemli sorunumuz.
– Su kaynakları iyi yönetilmeli. Organik madde ortalama 4 bizde 1 bile değil, topraklarda tansiyon sıkıntısı var.
www.dunya.com