Kuru üzümde AB’nin sıklaştırdığı okratoksin-A kontrol ve denetimlerinde sorun iyi tarım uygulamaları ile aşılacak.
Türkiye’nin ihracatta dünya lideri olduğu ve yıllık ortalama 450-500 milyon dolar döviz geliri elde ettiği çekirdeksiz kuru üzümde en büyük ihracat pazarı olan Avrupa Birliği’nin okratoksin-A konusunda kontrol ve denetimleri sıkılaştırdığını hatırlatan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Altındişli, sorunun iyi tarım uygulamaları ile aşılabileceğini dile getirdi.
Salihli’de Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği koordinasyonunda, Salihli Ziraat Odası ve Salihli Ticaret Borsası ev sahipliğinde düzenlenen Kuru Üzümde Okratoksin-A’yı (OTA) Önlemeye Yönelik İyi Tarım Uygulamaları isimli toplantıya katılan Altındişli, AB’de son dönemde yaşanan gelişmeler, üzüm yetiştiriciliğinde kalite, verim ve OTA’yı önlemeye yönelik alınması gereken tedbirler konularında bilgiler verdi.
Altındişli, “OTA’yı önlemek bizim elimizde, yetiştiricilik aşamalarında budama, toprak işleme, sulama, hasat ve depolama gibi aşamalarda özenli ve dikkatli olunması halinde Okratoksin-A oluşumunun önüne geçilebilir. AB, Türkiye ve İran gibi kuru üzüm ihracatçısı ülkelerden yaptığı kuru üzüm ithalatında OTA ile ilgili olarak yüzde 5 kontrol sıklığı uygulamasına 1 Temmuz 2017’den itibaren başladı. Hep birlikte bilinçli ve dikkatli hareket etmemiz halinde sorun yaşanmayacaktır. Üretici, tüccar ve ihracatçılar olarak gerekli tedbirleri aldığımız takdirde, söz konusu uygulama önümüzdeki dönemde uygulamadan kalkacaktır” dedi.
AB’nin taleplerine göre hareket etmek zorunluluk
Çekirdeksiz kuru üzümdeki kalıntı ve kalite sorunlarını üreticilerle birlikte masaya yatırmak üzere bilgilendirme toplantıları düzenlediklerini dile getiren Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Nejat Almış ise Türkiye’de üretilen 300 bin ton civarı çekirdeksiz kuru üzümün yüzde 85-90’ının ihraç edildiğine işaret ederek, “İhraç ettiğimiz 250 bin ton civarı çekirdeksiz kuru üzümün yüzde 80-85 gibi çok önemli bir kısmını Avrupa Birliği ülkelerine ihraç ediyoruz. Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatımız, bir önceki sezonla kıyaslandığında, bugün itibariyle miktar bazında yüzde 36 artışla 235 bin tona, ihracat gelirimizin ise yüzde 2’lik artışla 367 milyon dolara geldi. Sezon sonunda 280 bin tonluk ihracata karşılık 450 milyon dolarlık bir ihracat gelirine ulaşmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Yurt dışı imajımızı güçlendirmeliyiz
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Denetim Kurulu Üyesi Şemsettin Özgür de sektörün tüm paydaşlarının birlikte çalışarak Türk üzümünün yurt dışı imajının güçlendirilmesi gerektiğini dile getirdi. Özgür, “Rakip ülkelere kaptırılan pazarların geri kazanılması için hep birlikte daha özenli bir şekilde çalışarak, kullanılan zirai ilaçları en asgari düzeyde tutarak mücadele etmeli ve okratoksin-A’yı önlemeye yönelik alınması gereken tüm önlemleri harfiyen uygulamalıyız” dedi.
Kuru üzüm çuval ipliğine kurban edilmesin
İhracatçıların kalite yönünden en büyük sorunlarından bir diğerinin ise çuval ipi sıkıntısı olduğunu söyleyen Şemsettin Özgür, sorunun çözümü için yol haritasını ise şöyle özetledi; “Kasa öncelikli olmakla birlikte, depolama ve nakliyede eski ve yıpranmış çuvallar kesinlikle kullanılmamalı, kaliteli temiz çuvalların tercih edilmesi hayati öneme sahip. Bu sorunların çözümü için hep birlikte daha özenli davranarak sektörümüzün önünü açmalıyız.”
www.dunya.com