Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, kalp hastalıkları, obezite, diyabet ve kanser gibi dört ölümcül sorunla mücadele de kuru baklagillerin rolünün tartışılmaz olduğunu belirtti.
Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, “Kuru baklagiller, bitkilerin olgunlaşmış tohumlarıdır. Başlıcaları; nohut, mercimek, kuru fasulye, bakla, bezelye, börülce ve soya fasulyesidir. Ulusal yemeklerimizin başında gelen kuru fasulye, ülkemizde en sık tüketilen kuru baklagil çeşitidir” dedi.
İnsan vücuduna faydaları saymakla bitmeyen kuru baklagillerin bileşimlerinde karbonhidrat, protein ve az miktarda vücuda yararları olan doymamış yağ asitlerinin bulunduğunu kaydeden Enç, “En sağlıklı ve ekonomik protein kaynaklarındandır. Bu yönüyle vejeteryan beslemesinde önemli bir yeri vardır. Özellikle et, yumurta bulunmadığı ya da yağ ve kolesterolden kısıtlı diyet önerildiği durumlarda, diyetteki kuru baklagiller artırılarak protein gereksinimi karşılanabilir. Tanelerin dış kısmında posa, iç kısmında nişasta bulunur. Kalsiyum, demir, çinko, magnezyum mineralleri, B12 dışındaki diğer B vitaminlerinden ; tiamin, riboflavin, niasin, folik asit ve E vitamininden zengindir! ifadelerini kullandı.
Kuru baklagillerin kolesterol içermediklerini de ifade eden Enç, “Yapılarında bulundurdukları posa ile kalp hastalıklarının en önemli risk faktörlerinden olan kolesterolün düşürülmesine ve kan şekerinin dengelenmesine yardım ederler. Ayrıca posadan zengin olan kuru baklagillerin tüketilmesi kalın bağırsak florasını olumlu yönde değiştirerek zararlı bakterilerin çoğalmasını ve rektum kanserinden korunmaya yardımcı olur. Diyet posasının 13 g/gün arttırılmasıyla bu tür kanserin yüzde 31 oranında azaltılabileceği klinik deneylerle saptanmıştır” diye konuştu.
“Kurubaklagiller zayıflamada da yardımcı olur”
Uzman Diyetisyen Enç, “Baklagillerin bir diğer faydası ise kilo kontrolüne yöneliktir. Tokluk duygusu yaratmaları ve acıkmayı engellemeleri sonucu fazla kalori de içermedikleri için kilo koruma ve zayıflama programları için ideal bir besin grubudur. Bu faydaları göz önüne alındığında kuru baklagiller haftada en az 3 kez mutlaka tüketilmelidir. Kuru baklagiller, 4 temel besin grubundan birini oluşturan et, yumurta ve kuru baklagiller grubu içinde yer alır. Hayvansal kaynaklı protein tüketimi yetersiz olan birey ya da toplumlarda protein gereksinimini karşılaması açısından önemli olan kuru baklagillerin protein kalitesi orta derecededir. Tahıl ürünleri ve sebze yemeklerinin içine mercimek, nohut gibi kuru baklagillerin katılması ile protein kalitesini yükseltir. Örnek olarak; nohut ile bulgur veya kuru fasulye ile pirinç pilavının bir arada tüketilmesi çok daha yararlı olacaktır. Hatta mercimekli bulgur pilavı, erişteli mercimek, nohutlu pirinç pilavı, mercimek köftesi gibi farklı alternatifler de üretilebilir” açıklamalarında bulundu.
Fasulye, nohut, bezelye, mercimek, börülce, bakla gibi kuru baklagiller iyi pişirilmediği zaman sindiriminin zor olabildiğini belirten Enç, “Islatma tekniği uygulanmasıyla bu sorun ortadan kalkar. Baklagiller kendi ağırlığı kadar su çekerek şişerler. Oda ısısındaki suda 8-10 saat, sıcak suda daha kısa sürede bekletmek yeterli olabilir. Zarların soyulması da sindirimi kolaylaştırmak için kullanılabilir. Kurubaklagil ve tahıllı yemekler; yanında mutlaka bol maydanozlu, marullu, domates ve limonlu salata ile tüketildiğinde, tahıl ve baklagillerin içindeki demir daha fazla emilir. Ayrıca bu besinler kıyma, parça et ya da tavukla pişirildiğinde demir alımı artmaktadır” şeklinde konuştu.
(İHA)