TÜRKİYE’nin ilk keçi sperm bankası “TEKEBANK” kuruldu.
Angora keçisinin soyunu korumak için Ankara Üniversitesi’nde yürütülen projeye TÜBİTAK 240 bin lira destek verdi. Tüp Keçi Merkezi olarak da anılan “Ankara KeçisiTeke Sperma Bankası”nda, suni tohumlamayla elit sürüler oluşturuluyor. Ankara Üniversitesi (AÜ) Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Ali Daşkın’ın yürütücülüğünde, İtalyan Ulusal Araştırma Konseyi (CNR) ve TÜBİTAK işbirliğiyle hayata geçirilen projeyle, elit sürüler için damızlık Ankara keçisi üretimi hedefleniyor.
Tüm dünyada özellikle tekstil sektöründe altın değerinde öneme sahip olması nedeniyle üstün teknolojilerle üretilen Ankara keçisinin, anavatanı Ankara ve çevresinde sayısı hızla düşerken, aslının yok olma tehlikesi ortaya çıktı. Prof. Daşkın, Ankara keçilerinin Türkiye’de azalırken, Güney Afrika, ABD, Kanada, Yeni Zelanda, Fransa ve Rusya’da bile yayıldığını belirtti. İki yıldır devam eden “Keçilerin suni tohumlama ile çoğaltılması”’ projesi hakkında bilgi veren Daşgın, şunları söyledi:
1 KİLODAN 3.5 KİLOYA
“Proje çerçevesinde geliştirilen bilgisayar yazılımıyla taze embriyo nakli, toplu tohumlama, ikiz ve üçüz gebelik, tüp bebek ve laboratuvarda embriyo üretimi gibi yöntemlerle en üst gen kalitesinde spermalara ulaşıldı. Tüp Keçi Merkezi olarak da anılan Ankara Keçisi Teke Sperma Bankası’nda sperma ve dişilerin seçimi ile uyumu, dondurulmuş spermayla ya da taze spermayla suni tohumlama, ultrason ile 21’incigünde gebelik tayini, hastalıkların önlenmesi sağlanıyor. İsteyen çiftçilerin keçilerine üstün kaliteli teke sperması aşılatmak için Ankara Üniversitesi’ndeki TEKEBANK’a başvurabiliyor. Böylelikle, daha önce 1 kilo yün veren tiftik keçileri şimdi 3.5 kilo yün vermeye başladı. Hedefimiz 5 kilo.”
KEÇİLERİ KAÇIRMAK İÇİN GİRİŞİMLER
DAŞGIN, Ankara keçisiyle ilgili tarihi bir anekdot da anlattı. Ankara’ya ismini veren Angora keçilerinin, uzun, ince, parlak tüyleri ile 15’inci yüzyıldan itibaren dünyanın dikkatini çekmeye başladığını belirten Daşgın, şöyle devam etti: “Osmanlı İmparatorluğu döneminde Angora keçisini kaçıranlar ölümle cezalandırılıyordu. 19’uncu yüzyılda tekstile olan talebin artması nedeniyle Angora keçisi dünyada stratejik öneme sahip oldu. 1800’lü yılların sonunda aslen Hollandalı olan Güney Afrikalı bir generalin talebi doğrultusunda padişah 2. Abdülhamid, sekiz Ankara keçisini Güney Afrika’ya gönderdi. Keçileri taşıyan gemiler törenlerle karşılanırken 2. Abdülhamid’in gönderdiği 7 keçiyi kısırlaştırttığı ortaya çıktı. Buna rağmen gönderilen 1 dişi keçinin hamile olması ve onun da erkek doğurması Güney Afrikalıları sevindirdi. Bu olay sonrasında Güney Afrika’da tiftik üretimi başlattı.”
www.hurriyet.com.tr