Antalya Ticaret Borsası Meclis Başkan Yardımcısı Murat Köseoğlu kış mevsimi olmasına rağmen yağışların yetersiz kaldığını, hububat tohum fiyatlarının yüksek olması ve yeterli destek verilmemesi nedeniyle iç bölgelerde çiftçinin ‘Ne ekeceğiz, ne kazanacağız’ endişesine kapıldığını söyledi.
Çiftçinin bu nedenle buğday ekiminden vazgeçip mısır, şeker pancarı gibi ürünlere kaydığını belirten Köseoğlu, pamuk üreticisinde de ekip ekmeme konusunda belirsizlik yaşandığına dikkat çekti.
Hububatçı Ahmet Yılmaz da tohumluk buğday fiyatlarının geçen yıla göre yüzde 300-400 arttığını belirtti. Yılmaz, “Geçen yıl 4-5 TL olan buğday tohumu bu sezon 13, 14 ve 15 lira. Geçen yıl 18 bin dekar olan şeker pancarı ekim alanı 25 bin hektara çıkmış durumda. Şeker pancarında devletin alım garantisi var. Kumluca ve Finike’de kiraya verilen yerlere şeker pancarı ekiliyor” dedi.
“Kısa vadeli kâr, sürdürülebilir tarıma tercih ediliyor”
Yem üreticisi Nuri Büyükselçuk ise buğday ekilemeyen alanların çok olduğunu söyledi. Başta Rusya olmak üzere hububatta ihracatçı ülkelerde de kuraklık yaşandığını vurgulayan Büyükselçuk, kuraklığa karşı önlem alınması gerektiğine dikkat çekti. Büyükselçuk, şöyle devam eti: “Hububat üretiminde kuraklık büyük tehlike. Ama Konya Ovası’nda 400-500 metre genişliğindeki obruklar da hububat üretimini olumsuz etkiliyor. Konya Ovası’nda üretici rantabl olmamasına rağmen su isteyen yüksek verim sağlayan mısıra yöneliyor. Sulamada da sıkıntı var. Tarımda kısa vadeli kârları, uzun vadeli sürdürülebilir tarıma tercih ediyoruz.” Üretici Kadir Sarıcalar, Antalya, Konya, Niğde, Aksaray bölgelerinde üreticilerin buğday yerine mısır ve şeker pancarına ilgi gösterdiğini bildirdi. Sarıcalar, “Havalar 10-15 gün devam ederse durum iyi olmayacak. Üretici yağış olmadığı için sulama yapmaya başladı. Patates, mısır ve şeker pancarına yönelen üretici sulama yapıyor. Havalar gündüz sıcak, gece soğuk geçiyor” dedi.
ATB Meclis Üyesi Adnan İngeç de et fiyatlarının çok yüksek olmasından yakındı. Kasap esnafının yüzde 80’inin işini bırakmayı düşündüğünü vurgulayan İngenç, “İşçi maliyetleri, yem fiyatları ve enerji fiyatları artıyor. Kasapların dayanacak gücü kalmadı. Kuraklık ve yem krizi gıda krizine yol açacak. Önümüzdeki süreçte Türkiye gıda ulaşımında sıkıntı yaşayacak. Gıda kriziyle karşı karşıya kalacağız” şeklinde konuştu.
“Süt fiyatı arttı, kesim azaldı”
Toplantıda çiğ süt ve süt ürünleri ile et sektörü sorunları da tartışıldı. ATB Meclis üyesi Hüseyin Simav, sütün arz edildiği Güney Marmara ve Trakya’da resmi olmayan süt fi yatının 12 liradan belirlenerek satıldığını öne sürdü. Antalya, Denizli, Muğla ve Burdur gibi yörelerdeki süt üreticilerinin Denizli’de toplandığını, ancak kamunun fi yatların 11,20 TL’yi aşmaması konusunda uyarıda bulunduğunu söyledi. Simav, “Sanayici ve üretici süt fi yatını belirlesin ama 11,20 TL’yi geçmesin deniliyor. Ama Güney Marmara ve Trakya’da süt 12 liradan satıldı” diye konuştu. Sönmez, süt fi yatların artmasıyla kesimlerin yavaşladığını bildirdi. Geçen yıl et fi yatlarında afaki artışlar olduğunu anlatan Sönmez, şöyle devam etti: “Süt fi yatlarının artmasıyla dişi kesimi durdu. İthal et devreye girdi. Ama fi yatlar yine belli değil. Et fi yatları ithalatla baskılanıyor. Et fi yatlarını düşürmek için ithalat çare değil. Yem desteği sağlanmalı ve girdi maliyetleri düşürülmeli, mazot desteği verilmeli.”