10 Aralık, tüm dünyada Slow Food “Toprak Ana Günü” olarak kutlanıyor. Bu yılın teması “Agroekoloji.” Tarımla ekolojinin birlikte hareket ettiği bu yaklaşım bize farklı bir yaşam etiği öneriyor: Eski bilgilerle yeni bir gelecek…
Tarım ve doğa söz konusu olduğunda geleceğe daha mantıklı, koruyucu ve yenileyici bir bakışla yaklaşmak hepimiz için kaçınılmaz değil mi? Belki, ama bu konuda kafalar da vicdanlar da biraz karışık.
Nasıl olmasın ki? “Agroekoloji”, epey bir süredir havada uçuşan “ekolojik”, “organik”, “biyolojik”, “biyoçeşitlilik”, “sürdürebilirlik” gibi kavramlara bir ilave kavram daha.
Çok temel ve bariz olmalarına rağmen gerek kullanılan dil gerekse bu dili kullanan biraz “elitist” bir tavır bize kavramların daha net ve daha basit olarak aktarılması gerektiğini söylüyor. Acı gerçeklerin de…
Biz de öyle yaptık: Kasım ayının son haftasında KazDağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği ve Slow Food Ida ortak prodüksiyonuyla bir panel düzenledik. Amacımız hem kafa karışıklıklarını bir nebze olsun ortadan kaldırmak hem de 10 Aralık Toprak Ana Günü’nü önden kutlamak idi.
Panelde üç kişi
Panelin bir kavramcı anlatıcısı ve iki uygulamacısı vardı. Kavramcı anlatıcı Zerrin Çelik, havada uçuşanları yere indirmek, uygulamacılar Ferit uzunoğlu ve Mustafa Alper Ülgen de doğruların ne denli somut ve başarılı sonuçlar verebileceğini göstermek için.
Ben de panelin isim babası ve moderatörü şeklinde boy gösterdim.