Doğa temelli çözümlerin birleşik etkileri, şehir planlamacıları arasında oldukça popülerleşti ve Medellin mucizesi küresel çapta büyük ümit yarattı. ‘Yeşil Koridor’ sadece doğayı değil insanı da birbirine bağladı.
Giderek her yılın kayıtlardaki en sıcak yıl olarak teyit edilmesiyle, iklim adaptasyonu artık bir seçenek değil, bir zorunluluk!
Avrupa diğer kıtalardan daha hızlı ısınıyor.
İklim krizi yoğunlaştıkça, Avrupa belediye başkanları şehirlerini korumak ve kurtarmak için iklim uyarlama çabalarına giderek daha fazla öncülük ediyorlar.
Halen yüzde 70’i uygulanan AB mevzuatının tedbirleriyle, şehirler ‘2050 İklim Dayanıklılığı,’ hedeflerine doğru ilerlerken Barselona, Brüksel, Enschede ve Turku gibi şehirler, iddialı projelerle iklim uyumuna örnekler sergiliyorlar.
Barselona; su yönetimini iyileştirmek için yeşil çatılar ve yağmur suyu toplama sistemleri kuruyor; kentsel alanları yeniden ormanlaştırıyor. Böylece ısı adaları azalıyor, hava kalitesini iyileşiyor.
Brüksel; yağmur suyunu emmek ve taşkın riskini azaltmak için parklar ve sulak alanlar gibi yeşil altyapıyı genişletiyor. Ayrıca, yağmur suyunun toprağa sızmasını sağlayan geçirgen kaldırım teknolojisine yatırım yapıyor.
Hollanda’nın Enschede şehri; kamu meydanlarını ve sokakları yoğun yağmurlar sırasında su tutma rezervuarlara dönüştürdü.
Finlandiya’nın Turku şehri; ağaç dikimini artırarak, daha serin ortamlar yaratmak için yeşil çatıları genişletti.
Dünyanın başka şehirlerinden belediye başkanları ‘Doğa-Olumlu Şehirler’ adı verilen yeni bir küresel girişim başlattılar.
Güney Afrika’nın Durban; Güney Kore’nin İncheon; ABD’nin San Francisco ve Brezilya’nın Belém Şehirleri, bu küresel girişime liderlik ve öncülük ediyorlar.
Girişim, okyanuslar, çayırlar, nehirler, ormanlar ve diğer ekosistem korunmadan refah ve kalkınmanın mümkün olmayacağını iddiasında…
Bu rehberliği takip eden Singapur; arazi sıkıntısı ve yüksek nüfus yoğunluğu olmasına rağmen bütün ülkeyi, yağmur ormanlarının yapısını taklit eden çeşitli ağaç ve çalılarla çevirdi.
Fakat hiçbir şehir, Kolombiya’daki Medellin gibi en ucuz maliyetle, en kısa zamanda, en verimli sonucu alamadı.
Şehir sadece üç yılda mucizevi bir şekilde soğuyarak, iklim değişikliğine uyum için basit ve güçlü bir alternatif sundu.
Ağaçlar ve gölgelerle dolu sokaklar aracılığıyla şehrin yeşil alanlarını birbirine bağlamak için 30’dan fazla yeşil koridordan oluşan bir sistem geliştirildi.
Dikey bahçeler, ekili yol kenarları, tepeler, parklar ve akarsular dahil edildi.
Medellin, ılıman iklimiyle “sonsuz bahar şehri” olarak anılıyordu.
Ancak iklim değişikliğinde; yoğun yapılaşma sonucu yeşil alanların fakirleşmesinde, binalar ile yollardaki artış kısmen suçluydu.
Kolombiya ve Medellin, kaotik ve kanlı bir modern tarihten geçerken, sağlıksız yoğun yapılaşmanın iklim üzerindeki etkileri hakkında pek düşünememişlerdi.
Artan hava kirliliği de dahil olmak üzere bir dizi başka sorun da rol oynamış, şehrin pastoral hava düzenini bozmuştu.
Ülkenin ikinci büyük şehri iklim değiştirerek kavruk sıcaklıklara teslim olmuştu.