Bir gastronomi yazarı olarak ödül törenlerini değerlendirirken sadece sonuçlara ve bu sonuçların ardındaki
başarı hikâyelerine bakmıyorum. Bu tarz törenlerin benim açımdan en besleyici tarafı mutfağın geleceğine dair gözlemler yapabilmek. La Liste 2025’te de aynen böyle oldu. La Liste’in sevdiğim yönü yeme-içme dünyasının hem gelenekle hem de yenilikle nasıl dengelenebileceğini vurguluyor olması. Başta Fransa olmak üzere dünyanın farklı yerlerinden yeme-içme dünyasına şekil vermiş efsanevi şefler özellikle onurlandırılıyor. Bunun yanında adını bile duymadığımız birçok genç ve umut vaat eden şefle de La Liste vesilesiyle tanışıyoruz.
Gelelim bu yılki ödül törenine… Bir kere artık hepimiz şu gözle bakmalıyız olaya; gastronomi artık yalnızca tabakta değil, değerlerde de şekilleniyor. Geleceğin mutfağında daha fazla öne çıkacak şey yalnızca lezzet değil hikâye, etik ve sürdürülebilir yaklaşımlar olacak.
La Liste 2025’te sürdürülebilirliğin artık bir tercih değil, zorunluluk olduğu vurgulandı. Mesela ödül alan Perulu şef Virgilio Martínez’in Central’de sadece And Dağları’ndan temin ettiği yerel malzemelerle dünya çapında bir restoran yaratması, gastronominin yalnızca lezzet değil, kültürel koruma açısından da bir araç olduğunu bize kanıtlamaya devam ediyor. Fransız şef Nadia Sammut da glütensiz mutfak anlayışı ve yerel malzemeleri sürdürülebilir bir şekilde kullanmasıyla Sürdürülebilir Gastronomi ödülünü aldı.