Fikri Türkel: İklim değişikliği olmasaydı tarımsal verim nasıl olurdu?

Farklı konularda araştırmalar yayınlayan “Our World in Data”, geçen hafta iklim değişikliğinin tarıma etkilerine yönelik bir araştırma yayınladı. Önceki gün de araştırmanın ikinci kısmı yayınlandı. İlk araştırma; iklim değişikliği olmasaydı, tarımda verimliliğin ne olacağını incelerken, ikincisi iklim değişikliğinin gelecekte tarımı nasıl etkileyeceğine yönelikti.

Evet, iklim değişikliğine karşı en savunmasız sektörlerden başında tarım geliyor. Mahsuller, optimum büyüme için belirli CO2 seviyelerine, suya ve sıcaklıklara ihtiyaç duyuyor. İklim değişikliği bu faktörleri etkileyerek tarımsal verimliliği hem olumlu hem de olumsuz yönde sonuçlar doğurabilir. Bu etkileri incelerken, bu etkilere karşı sektörün kendini nasıl konumlandırması gerektiğini sorgulamak istedim.

İklim değişikliği olmasaydı tarımsal verim nasıl olurdu?

Karbondioksit, ısı ve su

İklim değişikliğinin bitki büyümesini etkileyen üç temel faktör vardır:

 

. Karbondioksit: Atmosferdeki CO2 konsantrasyonunun artması, fotosentez oranını artırarak ve su kullanım verimliliğini iyileştirerek bitki büyümesini teşvik edebilir. Buğday ve pirinç gibi C3 bitkileri, mısır gibi C4 bitkilerine göre CO2 gübrelemesinden daha fazla yararlanır.

. Sıcaklık: Sıcaklıktaki artış, büyüme mevsimini uzatabilir ve bazı bölgelerde verimi artırabilir. Ancak, aşırı sıcaklıklar bitki gelişimini olumsuz etkileyebilir ve verim kaybına neden olabilir.

. Su: Yağış düzenindeki değişiklikler, kuraklık ve sel gibi aşırı hava olaylarına neden olabilir. Su stresi, bitki büyümesini ve verimi önemli ölçüde azaltırken, aşırı su köklerin oksijen alımını engelleyerek bitki gelişimini olumsuz etkileyebilir.

CO2’in olumlu etkisi

Araştırmalar, iklim değişikliğinin mısır ve soya fasulyesi gibi önemli mahsullerin verimini olumsuz etkilediğini gösteriyor. İklim değişikliği olmasaydı, bu mahsullerin verimi daha yüksek olabilirdi. Toshichika Iizumi ve meslektaşları tarafından yapılan bir araştırma, iklim değişikliği olmasaydı mısır veriminin yüzde 4 – 5 daha yüksek olabileceğini tahmin etmektedir.

Özellikle CO2 gübrelemesi adı verilen etki, bazı bitkilerin fotosentez hızını artırarak büyümelerine katkı sağlıyor. CO2 seviyelerinin yüksek olduğu bir atmosferde pirinç gibi mahsuller verimlerini yüzde 20 oranında artırabilir.

Gelecekte tarım nasıl etkilenecek?

İklim değişikliğinin gelecekte tarımsal verimliliği nasıl etkileyeceği, emisyon senaryolarına, mahsul türlerine ve coğrafi konuma bağlı olacaktır. Genel olarak, yüksek enlemli bölgelerin daha az olumsuz etki görmesi ve hatta bazı mahsuller için verim artışı yaşaması beklenirken, tropikal ve subtropikal bölgelerin verim kayıpları ile karşı karşıya kalması muhtemeldir.

Araştırmada, mahsul türlerine göre beklenen etkiler üzerine tahminler yer alıyor: Karbon gübrelemesinden en az fayda sağlayan ürün mısır olarak belirlendi. Buğday, karbon gübrelemesinden ise önemli fayda sağlıyor. Pirinç ve soya üretim etkileri ise daha küçük ve belirsiz olması bekleniyor. Karbon gübrelemesinin, olumsuz sıcaklık etkilerini dengelediği söylenebilir. Buğday ve pirinç, yüksek CO2 seviyelerinden en fazla yararlanan mahsuller iken, mısır ve darı gibi mahsuller bu faydayı çok daha az görmektedir. Gelecekteki senaryolara göre, mısır verimi en kötü senaryoda yüzde 24’e kadar düşebilir, buğday ise yüzde 18’e kadar artabilir.

Atmosferdeki CO2 seviyelerinin artışının, bazı mahsuller üzerindeki olumlu etkisi, sıcaklıkların artması ve su kaynaklarının dengesizleşmesi gibi diğer iklim değişikliği faktörleriyle dengelenebilir.

Uyum stratejileri

İklim değişikliğinin tarımsal verimlilik üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için uyum ve azaltım stratejileri benimsemek önemlidir. Uyum stratejileri, kuraklığa dayanıklı mahsul çeşitlerinin geliştirilmesi, sulama sistemlerinin iyileştirilmesi ve toprak koruma uygulamalarının benimsenmesi gibi iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamayı amaçlıyor.

Azaltım stratejileri ise sera gazı emisyonlarını azaltmaya odaklanır ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, enerji verimliliğinin artırılması ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması gibi önlemleri içeriyor.

Mevcut verim boşlukları iklim değişikliği etkilerinden çok daha büyük etkiler oluşturuyor. Gelişmiş tarım teknolojileri, sulama sistemleri, gübre kullanımı ve modern tarım ekipmanlarına yatırım yapılarak mevcut verim boşlukları kapatılabilir.

Sahra Altı Afrika’da, Asya’nın bazı bölgelerinde ve Latin Amerika’da hâlâ önemli miktarda tarım arazisi düşük verimlilikle kullanılıyor. Bu bölgelerde teknolojik yatırımlar ve eğitim programları ile tarımsal verimliliğin artırılması, küresel üretimde sürdürülebilir artış sağlayabilir. Mesela, Kenya’da mısır veriminde hektar başına 2.8 tonluk bir boşluk var. Bu boşlukları kapatmak, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini telafi edebilir ve hatta aşabilir. Türkiye’de de soya, pirinç, buğday başta olmak üzere pek çok bakliyat ve tahılda üretim açığı bulunuyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Kırmızı ette fiyatlar düşecek! Bakanlık büyükbaşın ardından kuzu ithalatı için düğmeye bastı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşın kırmızı ete beklediği fiyatlarla...

Pirinçte yaşam maliyetine baskı oluşturabilecek fiyat artışı! Japonya 18 yılın zirvesinde

Japonya Tarım, Orman ve Balıkçılık Bakanlığı açıklamasına göre, 60...

Ömer Fethi Gürer: Et ithalatıyla piyasanın dengesi bozuluyor, üretici emeğinin karşılığını alamıyor

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçi Hasan Erdal'ın...

“Gıda verimi dünyada yaklaşık yüzde 21 azaldı”

Türkiye Gıda Sanayii İşve­renleri Sendikası (TÜGİS) ve Sürdürülebilirlik Akademi­si’nin...