Gelecek beklentileri ülkemiz ekonomisinde çok belirleyici. Beklenti enflasyonunda ve yerel seçimlerde emekli maaşlarında şahit olunan bu durum şimdi tarım sektöründe en derinden hissediliyor. Hububat alım fiyatlarında yükseltilen beklentiler, açıklanan fiyatlarla hayal kırıklığına ve tepkilere dönüştü.
Daha önce yazdığım Sorun ‘beklenti enflasyonu’ başlıklı yazımda, maliyet ve talep enflasyonu etkili olmakla birlikte gelecekle ilgili enflasyon beklentisinin kötümserliğinden dolayı enflasyonun bir türlü kontrol altına alınamadığını açıklamaya çalışmıştım.
İlk defa bugünlerde beklentiler olumluya dönmeye başladı. Bunun etkilerinin önümüzdeki aylarda görüleceği yaygın kanaat.
Aslında beklentiler iktisadın her alanında önemli. İyi yönlü beklentiler, yatırımların artması, büyümenin ve istihdamın artması anlamına geliyor. Üretici ve tüketicilerin davranışlarını açıklamaya yönelik model çalışmaları iktisatta önemli bir yer teşkil ediyor. Geleceğe yönelik satışlar, gelirler, giderler, vergiler, yatırımlar ve fiyatlar gibi iktisadi konulardaki tahminler, toplumun beklentilerini oluşturuyor.
Son yerel seçimlerde de emeklilerin zam beklentilerinin karşılanmaması sonucunda ortaya çıkan tepki de büyük ölçüde, beklentilerin yapay bir şekilde yükseltilmesinden kaynaklanmıştı.
TMO’nun açıkladığı alım fiyatlarına yoğun tepki
Beklentilerin, enflasyon ve seçimler üzerindeki yakın zaman etkilerinin bir benzerini bugünlerde, TMO’nun açıkladığı 2024 hububat alım fiyatları ve fark ödemesi desteklerinde de yaşıyoruz.
Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim: Açıklanan alım fiyatlarına, yurt genelinde gösterilen tepkinin başta gelen nedeni, beklentilerin aşırı yükseltilmiş olması. Örneğin, ekmeklik buğdayda, fark ödemesi hariç, ton başına 9.250 TL alım fiyatı açıklandı. Halbuki beklentiler 15.000 TL’ye kadar yükseltilmişti.
2024 mahsulü hububat alım fiyatlarının, makarnalık buğdayda 10.000 TL ve arpada ise 7.250 TL olarak belirlendiği TMO tarafından açıklandı.
Fark ödemesi desteği ile ton başına, makarnalık buğdayda 11.750 TL, ekmeklik buğdayda 11.000 TL ve arpada 8.000 TL üreticinin eline geçeceği açıklandı.
Bunun yanı sıra gübre, mazot ve sertifikalı tohumluk desteğinin de verildiğini belirtmek gerekiyor.
Ürün bedellerinin 45 gün içinde ödeneceği açıklanmakla birlikte yetkililer 30 günde ödemeleri tamamlamayı hedeflediklerini ifade ediyorlar.
Son olarak, un ihracatının ve belirli hububat türlerinin ihracatının serbest bırakılması, Dahilde İşleme Rejimi kapsamında buğday ithalatının 21 Haziran-15 Ekim 2024 tarihleri arasında durdurulması ve piyasa şartlarına göre bunun daha da uzatılması da önemli gelişmeler.
TÜİK tahminlerine göre buğday üretiminin %4,5 azalışla 21 milyon ton olması bekleniyor. Aslında toplam üretim rakamı oldukça iyi. Sadece geçen yılın rekor üretimi ile kıyaslandığında azalış görülüyor.
TMO, 14 Mayıs’tan bu yana üreticilere depolama imkânı sunuyor. E-devlet üzerinden randevular kolaylıkla oluşturulabiliyor. Depolama açısından da herhangi bir sorun görünmüyor.
Özellikle bazı şeyleri iyi anlamalı ve kabul etmeliyiz: