Vedat Milor: Türk mutfağının dünyadaki gerçek yeri ve Michelin

Sadece bizim değil, herhangi bir ülke mutfağının gerçek değerinin elit lokantalarla ölçülemeyeceğini düşünüyorum. “Bir ülke ya da bölgede yemek kültürünün varlığını ve zenginliğini anlamak için üst değil, alt düzeye bakmak gerekir” diyen Prof. Nguyen’in tespitinden yola çıkıp bakalım, haklı mı?

Ülke mutfağımız hepimizin ortak gururu. Bu konuda o kadar hassasız ki ne idüğü belirsiz bir internet sitesi dünya mutfakları arasında mutfağımıza çok değer vermese hemen yaygara koparıyoruz. Öte yandan Michelin gibi belli bir prestije sahip bir uluslarüstü değerlendirme sistemi ülkemizdeki lokantalara konfeti gibi yıldız dağıtmaya başlayınca hepimiz zevkten dört köşe oluyoruz. Bu yıldızlı lokantaların pek çoğunda kişi başı 4-5 bin liradan aza yemek yemenin mümkün olmadığını bilenler bile bu sevince ortak oluyor. Önemli olan seçici yabancıların takdiri diye düşünülüyor.

Türk mutfağının dünyadaki gerçek yeri ve Michelin

‘EN ALT KATMAN NE YİYOR?’

Benim bu yazıda anlatmak istediğim farklı. Sadece bizim mutfağın değil, herhangi bir ülke mutfağının gerçek değerinin elit ve pahalı lokantalarla ölçülemeyeceğini düşünüyorum. Sonunda Dubai örneğinde olduğu gibi “Basarsın parayı, getirirsin lokantayı”. Lüks ve pahalı ürünler dünyanın her yerinden uçakla gidiyor. Yıldızlı şefler jetlerde yaşıyor ve dünyanın hemen her yerinde lokanta açıyor. Michelin tipi lokantalar için yabancı olsun yerli olsun, paralı müşteri gerek.

Gelir açısından insanlar arasında büyük uçurumların olduğu ve megazenginlerin cirit attığı ülkelerde, yemek kültürü geri olsa bile çok sayıda lüks ve Michelin yıldızlı lokanta olabilir. Peki, Michelin ya da benzer değerlendirmeler bir ölçü değilse, neye bakmalıyız? Burada 20’nci yüzyılın önde gelen politik filozoflarından John Rawls’dan ilham alalım.

Türk mutfağının dünyadaki gerçek yeri ve Michelin

Rawls’a göre bir toplumun gelişmişlik düzeyini yargılamak için en varlıklı ve eğitimli kesimlere odaklanmamalıyız. Bir toplumun düzeyi en düşük seviyede, gelir olarak en alt seviyede olan sosyal katmanın refah düzeyine bağlı. O katman insancıl koşullarda yaşıyor mu, sürünüyor mu? Bu açıdan bakarsanız Avrupa’nın ve Asya’nın bazı refah devletleri süper kapitalist Amerika’ya göre daha önde.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

112 Milyon Liralık Tarımsal Destekleme Ödemesi Hesaplara Aktarılıyor

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sağlanan tarımsal destek ödemeleri...

COP29: ‘İklim krizine çare’ iyimserliği geride mi kalıyor?

https://www.youtube.com/live/lAfzo0sU5D0?feature=shared İklim değişiklikleri, bilimsel olarak klimatoloji dalına göre incelenen bir...

Migros sürdürülebilirlik anlayışı ile fark yaratan projelere imza atıyor

Migros, merkezine aldığı sürdürülebilirlik anlayışıyla önemli projelere imza atıyor....

Tekirdağ Saray’da tarım ve mera alanlarına RES kurma projesine onay

Şeyda Öztürk Tekirdağ Saray’da yapmak istediği rüzgâr enerji santralı (RES)...