Sabah saat 9.30 civarı… Elazığ’a 10 dakika uzaklıktaki Alpagut şarap bağlarındayız.
İstanbul’dan sonra hava mis. Deniz seviyesinden 1047 metre yükseklikteyiz.
Hem sıcaklık hem de tatlı bir serinlik var.
Tam da bağın ortasındaki dev çadırın altına uzun bir kahvaltı sofrası kurulmuş.
Her şey inanılmaz görünüyor.
Ve kahvaltı bittiğinde IWSA (International Wine and Spirits Academy) müdürü Ayça Budak önce kendini tanıtıyor sonra da bağbozumu olayına giriş yapıyor.
Evet, her yıl methini duyduğum ve birçok insanın İstanbul’dan kalkıp eylül ayında akın akın geldiği meşhur Elazığ bağbozumu gezisindeyim.
Öncelikle şunu söylemeliyim: Ayça Budak nefis bir hikâye anlatıcı.
Öyle güzel notlarla hikâyeyi kurguluyor ki, konunun ilginizi çekmeyen noktalarını dahi merak içinde dinleyebiliyorsunuz.
İşte onun konuşmalarından aldığım notlardan bazıları…
∆ Alpagut bağlarının orijinal kökeni Ermenice “güneşli” anlamına gelen Arpavut.
∆ Öküzgözü Elazığ’da, Boğazkere ise Diyarbakır’ın topraklarında yetişiyor. Öküzgüzü denilmesinin nedeni, üzümün bir öküzün gözleri gibi iri ve lacivert tanelerine sahip olmasından dolayı. Boğazkere ise “boğazı keren” zengin burukluk nedeniyle bu ismi almış.
∆ Dünyanın en ünlü şarap uzmanlarından biri olan Hugh Johnson şarap ansiklopedisinde Doğu Anadolu Bölgesi için şöyle demiş: “Eğer Ağrı Dağı’nın eteklerinde Nuh’un kurduğu gerçekten ilk bağlarsa, Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nin şarabın anavatanı olduğu iddia edilebilir.”