Bir kaynağım anlatmıştı. Tahıl koridoru faaliyete geçtikten birkaç ay sonra, yine gerilim yükselmiş ve Rusya koridoru askıya almıştı.
Ankara, mimarı olduğu koridorun dünya tahıl fiyatları ve enflasyonu üzerindeki pozitif etkisini görüyordu. İstenen düzeyde olmasa da yoksul ülkelere tahıl sağlıklı bir şekilde ulaşıyordu. Bu aynı zamanda olası bir Rusya-Ukrayna barışının pilot uygulamasıydı. Koridor gerilimi sınırlıyor, Karadeniz’e yayılmasını engelliyordu. Tahıl koridoru Türk diplomasisinin ürünü olan bir çatışmasızlık bölgesiydi başka bir deyişle. Bu yüzden Türkiye’nin güvenliğini de yakından ilgilendiriyordu. Umutlar pamuk
ipliğine bağlıydı. Bu bağ kopmamalıydı.
İşte bunun üzerine o günlerde yoğun bir diplomasi trafiği başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koridorun yeniden hayata geçmesi için nasıl çabaladığını hatırlıyorsunuz. Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski ve Rus lider Putin’le temas trafiği yürütmüş, neyse ki Rusya’yı masaya dönmesi konusunda ikna etmişti.