Didem Eryar ÜNLÜ
Raporda, kömürlü termik santrallerde ve kömür madenlerinde çalışmanın, kamu sağlığına ve çevreye verdiği zarar nedeniyle yöre halkı tarafından ancak belirtiliyor. Ancak bölgedeki maden ve santrallerin, yerel ekonomiyi kendine mahkum ettiği de vurgulanıyor; çünkü kömür yöre halkı için “yegane iş kaynağı olarak” ön plana çıkarılıyor. Öte yandan yöre halkına göre kömürden çıkış, kamu sağlığının geri kazanılmasının yanı sıra “tarımsal verimliliğin artması” ve “zeytin ve zeytinyağı üretimin geri gelmesi” anlamına geliyor.
Bugün Milas’ta üretilen 100 bin ton zeytinin beşte biri, katma değer sağlayacak bir ürün haline getirilmeden başka şehirlerdeki üreticilere satılıyor. Rapora göre, 20 bin ton zeytinin işlenmesi için 50 zeytin işleme, 15 zeytinyağı üretim ve 5 sabun-şampuan imalathanesi kurulabilir. Milas’ta kömür madenciliği sektöründe 800 kişinin istihdam edildiği göz önünde bulundurulduğunda, bu gibi iyi planlanmış yatırımlarla adil bir dönüşüm gerçekleştirilebileceği vurgulanıyor. Rapora göre, ‘bölgede kömürlü termik santrallere bir yıllık teşvik miktarının sadece bir sefer için zeytin ile ilgili tesislerin kurulmasına harcanması durumunda kömür madenlerinde istihdam edilenlerin neredeyse tamamına yeni, yeşil, iklim dostu ve insan onuruna yakışır işler yaratılması mümkün.’
Çalışmanın araştırmacısı ve yazarı, Dr. Baran Alp Uncu’nun değerlendirmeleri şöyle:
Kömür, yerel ekonomileri kendine bağımlı kılıyor