Türkiye 2024 yılını 100 bin tonu aşkın zeytinyağı stok devri ile kapattı. Rakamın bu yıl 200 bin tonu aşması bekleniyor. Sektör temsilcileri, bu durumda devreden stok miktarının ikinci sınıf zeytinyağına dönüşeceğine dikkat çekiyor. Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar, “Üretimin korunması ve ürünün değerini bulması için acil çözümler gerekli” dedi.
Zeytinliklerin madenciliğe açılması tartışmaları sürerken, zeytinyağı sektörü başka bir önemli sorun olan rekor devir stok tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyor. Sektör temsilcileri geçen yıl 100 bin tonun üzerinde olan devreden stok miktarının bu yıl 200 bin tonu geçmesini bekliyor.
Zaman zaman uygulanan dökme ihracat yasağı ve kota sınırlamaları, Türkiye’nin dış pazarlarda müşteri kaybetmesine neden oluyor. Bu da yüksek üretime rağmen ihracatın artmasının önünde engel oluşturuyor. İhraç edilemeyen ve iç piyasada da tüketilemeyen zeytinyağı ise stokta kalıyor. Bu ürünlerin bir kısmı zamanla kalitesini kaybederek ikinci sınıf yağa dönüşüyor ve daha düşük fiyatlarla satılmak zorunda kalınıyor.
Üretimin yarısı devreden stok olacak
Türkiye 2024/2025 sezonunda zeytinyağında 475 bin tonla rekor üretim gerçekleştirdi. 2022/23 sezonunda 421 bin 717 ton olan üretim ile karşılaştırıldığında söz konusu artışın yüzde 12,6’ya tekabül ettiğini aktaran Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar, bu büyümeye rağmen, dökme ihracat yasağının fiyatlarda düşüşe ve ihracat pazarlarında kayıplara neden olduğunu söyledi.
Envanteri belli olmayan ve 2023’ten kalan 125 bin tonluk stok ile birlikte yaklaşık 600 bin tonluk ürünle Türkiye’nin dünya sıralamasındaki 2’nciliği koruduğunu kaydeden Uçar, bu sevindirici gelişmeye rağmen üreticilerin iç ve dış piyasalarda yaşanan fiyat baskısı nedeniyle ciddi bir darboğazda olduğunu iletti.
Yüksek girdi maliyetlerine rağmen, üreticinin elindeki ürünün maliyetinin altında fiyatlarla alındığını ve bu durumun üretimin sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini bildiren Uçar, “Güncel verilere göre, üreticiden kilo bazında alım fiyatları 160 ile 200 TL aralığında seyrederken, litre bazında fiyatlar 175 ile 225 TL aralığında bulunuyor. Oysa üretim maliyeti kilogram başına 190 ile 220 TL’yi buluyor. Geçen yıla göre fiyatlarda yüzde 20 ile 30 oranında düşüş gözlemleniyor. Ayrıca, sezon sonunda yaklaşık 200 bin ile 225 bin tonluk stok devri bekleniyor. Bu devir toplam üretimin neredeyse yarısına karşılık geliyor” dedi.
İspanya’daki rekolte artışı beklentisi fiyatları etkileyecek
Buna karşın ihracatın yalnızca 75 bin ton seviyesinde kaldığını hatırlatan Uçar, ambalajlı ihracat oranı yüzde 30’un altında kalırken, dökme ihracat oranın halen yüzde 70’in üzerinde seyrettiğini açıkladı. Oysaki söz konusu oranların tam tersi olması gerektiğini belirten Uçar, “Önümüzdeki 2025- 2026 sezonunda ise başta İspanya olmak üzere dünya genelinde yüksek rekolte beklentisi nedeniyle uluslararası piyasalarda fiyatların daha da düşmesi öngörülüyor. Bu nedenle, Türkiye’deki üreticinin korunması ve ürünün değerini bulması için acil tedbirler alınması kaçınılmaz.
Özellikle lisanslı depoculuk uygulaması, ürün arzının planlı şekilde iç piyasaya sunulmasına, fiyatların dengelenmesine ve ihracatçının izlenebilir ve kaliteli ürüne kolay erişimine olanak sağlayacak. Bu sistem aynı zamanda piyasadaki spekülatif hareketlerin önlenmesinde de kritik rol oynayacak. Türkiye’nin geleneksel değeri olan zeytinyağında üretici korunmadan, ihracat sürdürülebilir hale getirilmeden ve değer zinciri güçlendirilmeden sektörün büyümesi mümkün değil. Tüm yetkili kurumları üreticinin ve markalaşmanın yanında durmaya davet ediyoruz” diye konuştu.