Sadece şarap kültürü değil, şarap üretimi de ülkemizde kadınlardan soruluyor!… Nereden mi biliyorum? Önceki hafta kendimi Elazığ’da bağbozumu başladığında Alpagut bağlarında, bir yanımda öküzgözü, öteki yanımda boğazkere üzümleriyle yüklü doğada buldum. İşte öğrendiklerimden satırbaşları. (Ama önce “Alkol sağlığa zararlıdır” deyip durumu garantiye alayım.)
Anadolu topraklarında şarap üretimi 10 bin yıl öncesine dayanıyor. Göbeklitepe’den, Hitit’ten, Urartu’dan, Frigya’dan Kuzey Mezopotamya’ya… Osmanlı, Avrupa’ya yılda 300 milyon litre şarap ihraç ederken günümüzde üretim 75 milyon litre. (Huuu, Osmanlı tutkunları duydunuz mu!)
Türkiye dünyada en büyük bağlara sahip 5. ülke ama üretilen üzümün sadece yüzde 3’ünden şarap yapılıyor. Bu oran öteki ülkelerde yüzde 80-85. Oysa 1 kilo üzüm ihraç etmek 80 cent; 1 litre şarabın değeri ise 3 dolar. Yeni Zelanda’nın bağları bizimkinin onda biri ama bizden 275 kat daha çok şarap ihracatı var! (Hani Müslümanız ya, çalmak çırpmak, her gün kadın öldürmek serbest ama şarap üretmek tu kaka! Devlet desteği bir yana, köstek olmasa yeter!)
ATATÜRK’ÜN TEŞVİKİ
Bu bilgileri Mey Diageo Genel Müdürü Levent Kömür’den alıyorum. (Parantez içindeki yorumlar bana ait.) Öküzgözü ve boğazkere, ikisinin de kaynağı Doğu Anadolu. Türkiye’de ikisinin bir arada yetiştirildiği tek bağ Alpagut bağları. Bu ikisini yerinde işleyebilen tek tesis, Mey|Diageo Elazığ Şaraphanesi.
Atatürk’ün teşvikiyle 1930’larda şaraplık bölge ve üzüm araştırmalarına başlanmış. Rivayete göre 1937’de demiryolu hattı için Elazığ’a geldiğinde kendisine öküzgözü şarabı ikram edilmiş ve bölgenin potansiyelini ortaya koyan bu ikram buranın kaderini değiştirmiş. Bu amaçla uzmanlar getirtilmiş.